Haydar Ergülen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haydar Ergülen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Kasım 2024 Cuma

İnsan Kısadır

Babaannem derdi ki: İnsan kısadır oğlum
ve bilmezden gelir kısalığını, bilseydi
yarışmazdı yollarla, göğe evler yükseltmezdi
Nazlı babaannem sözü de uzatmazdı ısrarı da
az söyler, usul böyle, bir söylerdi bir de
adamın kötüsünü piyade, sözün fazlasını şiir
yaparlar derdi, piyade olduğumu da gördü şiir yazdığımı da
küçücük bir büyük anneydi, onu yitirince
anladım kısacıkmış her şey, insan kısaymış ağaçtan, ikindiden
elmadan, güneşten, kardan, yağmurdan,
gölgemiz bile bizden uzunmuş, ya çocukluk
o da rüyasından kısaymış meğer, sanki altı kardeş
nöbetleşe rüya görsek hepimizden bir çocukluk belki
çıkarmış,  bu dünya bir pencere türküsünü söylerdi de
anlamazdık, bu dünyaya alıştık, şimdi zor geliyor
dünyadan gitmek, bazen rüyama geliyor, kısacık
kalıyor, bir gülümseme  kadar. çok uzatma diyor
şiiri  kimse anlamaz ve ömrün de uzamaz bundan,
insan yanlışlarıyla büyür, aşkı uzun boylu sanırdım
anladım ama, ne zaman harflerinden de kısaymış aşk,
bazen yazıncaya kadar geçiyor, bazen zaman alıyor
aşkı içimizdeki ormandan kurtarmak aşk kısa, şiir uzun,
sözgelimi bir ağaç kaybolsa da orman yine orman,
ya bir harfi kaybolsa, zaten kaç harf ki insan.

Haydar Ergülen

Resim: İrfan Ertel



15 Ekim 2024 Salı

Mavi

Üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu
anlam olmak için yeterince çıplaktın
şiirin nasıl birşey olması gerektiğini
hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin
neyi hatırlatıyorsa ona inanıyorum, gözlerin
Cihangir’i hatırlatıyordu, hayâl içinde fakir
Üsküdar’dan o rüyaya baktım: Maviydin
bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini!
Usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan
yağmurun üstümüzde hakkı vardır, inandım
uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut
burada içimize yağacaktır, inandım, mavi
bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdım!
Gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin
nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu:
Öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka
hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlıyorsa
ona inanıyorum, beni hatırlamasa da, biliyorum
bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini...

Bazı şiirler de bekleyemiyor yağmurun dinmesini!

            (40 Şiir ve Bir...)

Haydar Ergülen, Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2, S.556

Resim: Mustafa Eldeniz, Yağlı Boya, 60x120 cm.


6 Ekim 2024 Pazar

"Benim Annem Cumartesi"

Kedileri güneşten yapsınlar
köpekleri ikindiden
yazlardan yapsınlar yetimleri
ceylanları havadan
delileri kahkahadan yapsınlar
gül gül öldük demeleri
gül olduk, gülizar olduk
demelerden yapsınlar
abdalları kerpiçten
güzelleri kırmızıdan yapsınlar
yapraktan yapsınlar aşkları
evleri peki, evleri nelerden,
komşulardan yapsınlar evleri
akşamları gümüşten
çocukluk değil mi
hamurdan yapsınlar tanrıyı
sözcükleri sulardan
boşlukları mercandan
gülüşten yapsınlar sabahları
ya kimsesizleri kimden
kimseden yapmasınlar
kirpikleri uçurumdan yapsınlar
gamzeleri maviden
kızları elmalardan
oğlanları virgülden
meraktan yapsınlar denizleri
kuşları ıslıklardan
ve ışıktan yapsınlar kalpleri
kışları türkülerden
bahardan yapsınlar seslileri
ve sessizleri kurutulmuş biberlerden
unutmasınlar güzü
özlemekten yapsınlar
parkları serinlikten yapsınlar
arkadaşlıktan yapsınlar yumuşak g’yi
harfleri terzilerin kardeşliğinden
şarkıları tanrım şarkıları
nasl yapıyorlar nasıl diye diye
hayretlerden yapsınlar
bir de devrimleri
devrimleri nardan yapsınlar
biricik ve çoooooook
bereketli olsun devrimler diye
simurgdan ne yapsınlar
otuz masal yapsınlar
özgürlüğe salsınlar
ülkeleri adalardan yapsınlar
su savaşı yapsınlar
savaşları naylondan yapsınlar
kurusıkı atsın tabancaları
ve Ülkü Tamer şiirleriyle doldursunlar
dayıları Che’den yapsınlar
yakışıklı ve karagözlü olsunlar
Deniz’den yapsınlar kahramanlığı
usul uzun korkusuz
dağlar diyorum dağlar
nelerden yapılmaz ki
yeşil soğandan yapsınlar
ekmeğe katık etsinler
kardeşleri rüyalardan yapsınlar
aşkları kırlardan
esmerleri rüzgârdan yapsınlar
kumralları dalgınlıktan
ağaçları gölgesinden yapsınlar
keçileri felsefeden
hazirandan yapsınlar şiirleri
tutsakları buluttan yapsınlar
avluyu gökyüzünden
bayrakları kuzulardan yapsınlar
tayları saflıktan
taşrayı sabırtaşından
vakti kehribardan
göçmenleri yerlilerden yapsınlar
zalimleri kömürden yapsınlar
katilleri odundan
yangında ilk kurtarılmayacaklardan
babaları yorgunluktan yapsınlar
babaları uykudan
babaları dağdan
karpuzdan yapsınlar babaları
kayıpları sesten yapsınlar
çağırınca ses versinler: -buradayız!
anneleri oğullardan yapsınlar
anneleri kızlardan
anneleri gülden
gözlerini üzümden
anneleri cumartesiden
yapmasınlar tek
annelere bunu yapmasınlar
artık!

Haydar Ergülen


6 Eylül 2024 Cuma

İdiller Gazeli

gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

sen bir şehir olmalısın ya da nar
belki Granada, belki eylül, belki kırmızı

gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
çok idil, çok deniz, çok rüzgâr

çocukluğun tutmuş da yine âşık olmuşsun
sanki bana, sanki ah, sanki olur a

aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini
diye övgü, diye sana, diye haziran

heves uykudaysa ruh çıplak gezer
gazel bundan, keder bundan, sır bundan

gözlerin şehirden yeni ayrılmış
gibi dolu, gibi ürkek, gibi konuşkan

hadi git yeni şehirler yık kalbimize bir aşktan

Haydar Ergülen

Resim: Frederick George Cotman


4 Mart 2024 Pazartesi

Anne

Sahi senden mi doğdum anne
Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
bir insandan mı doğar bir çocuk

Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

Bu kez dağlar doğursun beni anne
Sen de ılık bir yağmur ol
Durmadan yağ kanayan yerlerime

Haydar Ergülen

Yayıncı Notu: 
Kadim dostum Tufan Akgül'ün değerli annesi Sultan Akgül Anısına



1 Temmuz 2013 Pazartesi

Sis


İki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim:
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde

Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ? 

Haydar Ergülen

7 Ekim 2011 Cuma

Eylül


Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
kadın gider ve bir şair doğar bundan
(Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)
“Yazın bittiği her yerde söylenir”se
kadının gittiği de her yerde söylenir
kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir:
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde
yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu…
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
eylülün semtine kadar böyle gidilir
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder !
O kadın beni terkederse şair olurum
oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!

Haydar Ergülen
Resim: Robert Bereny

5 Eylül 2010 Pazar

Avlu

Sevgilim, güzel yazım, ince randevu
verirsen bana: Adam evdir, kadın avlu
yaz! Ben sana açılayım, sense sokağa
yaz, beni de bir ince vakte ayarla
bir adam adası varsa oraya bırak,
ister ıssız bırak, uğurla, dilersen uğra,
su gibi yaz: Kadın deniz, adam ada,
hem bütün kadınla ıssız hem
adam kadının ortasında tenha, bir kuğu
bile bir kez olsun kendi etrafında
kirlenmeden dönemiyorsa bu dünyada
neyi yazacaksın sevgilim, yaz ! Ucu
kırılmaya doğru açılmaktaysa kalemin,
yükselmekteyse şiirin adasındaki sular da!
İşte ıssız adalar bir bir kadınlarda boğuldu,
en iyisi denizin yuttuğu bir adam oldu...
Dünya avlumuz olsaydı da evler gibi
yüzyüze bakabilseydik orada, yaz ve açıl
sevgilim, güneş bir avlu daha kazansın senden,
denize de benden bir adam daha...

Güzel avlumsun benden sokağa açılsan da !

Haydar Ergülen

15 Şubat 2009 Pazar

İnsan İki Kişidir


ben sana eski bir şey söylemiştim
evler içe doğru açılıyordu daha
kelimeler içe doğru açılıyordu daha
içe doğru açılıyordu daha
iki kişi bir insanda

insan iki kişiydi

insan iki kişidir
daha kalabalık değildir
biri olmaktan

yokluğun bıraktığı iki kişiden
biri derinliğine insan
biri boğulur ondan

iki kişidir insana
tuzaktan düşen orman
hanidir kuşlardan konuşmadık

en az iki kişidir
bir insanda aşk olmak
onları da birbirine bağışla

iki kişinin düellosunda
karşısında ondan kutsal
kimi bulacak insan

iki kişiysen yalnızsın
deli çocuk deli kadın
topladığın deli çiçek

iki kişilik biletin
insanı çoktan geçti
birazdan dolar yalnızlık

iki kişi daha var
biri yola çıktı yine
içimde biri açacak

ben sana eski bir şey söylemiştim
biri fazla
insan iki kişidir

insan şimdi kaç kişidir
kaç kişiden kalır bir insan
kaç kişi bıraktıysan
bir insandan kendine

beni iki kişi bırak
biri ateş olsun sarsın
biri bunu yangın sansın

beni iki kişi bırak
biri ele versin beni
biri suçumu üstlensin

beni iki kişi bırak
beni iki kişi bırak

Eskiden Terzi (1991 - 1994)
Haydar Ergülen

Fotoğraf: Nurcan Azaz

İzleyiciler