20 Kasım 2010 Cumartesi

Sağ direk

İlkokul birinci sınıfta Ahmet isminde bir çocuğun gözüne yumruk atmıştım. "Benim babam müteahhit ben de Fenerbahçeliyim" derdi sürekli. Öğretmenimiz de, ya Fenerbahçeli olduğundan ya da müteahhitleri sevdiğinden sınıfı temsilen onun başını okşardı hep. Günlerden bir gün, teneffüslerden bir teneffüs uzattım yumruğu...
Ahmet' in sol gözünde bir halka, gönlümde bir yumuşama, başımda bir okşama hissi... Hissi ve cismi delilleri bırakıp sınıfın orta yerine, orta derece kızarık bir kulak ve öğretmenin "yarın velin gelecek" ünlemesiyle gittim eve.

Öğretmen dahil kimse bana, o yumruğu neden attığımı sormadı. Üstelik ilk deniyordum bunu. 'Demek ki yanıtını biliyorlar' diye düşündüm. Sonradan kimsenin kendi doğrusu dışında doğru bir yanıtı olmadığını anladım.

Bu yüzden; anlatmaya lisanı yetmeyen bir çocuğun, hayata kattığı her fiili görgüye ve pabucunu yolda bıraktığı her eyleme saygı duyarım..

Hüseyin Murat Çinkılıç

Hiç yorum yok:

İzleyiciler