Deli Olmayan Deli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deli Olmayan Deli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Mart 2025 Salı

Deli Olmayan Deli

    Gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim: Sanatçılar arasındaki deliler, sanatçı olmayanlar arasındakilerden daha çok. Sanatçılar arasında da, sayıca ve nitelikçe, en deli olanlar, tiyatro oyuncuları, yazarlar ve şairler. Şöyle bir düşünüyorum, çağdaşım, arkadaşım, dostum olan şairler, yazarlar arasında hangisi "Benim Delilerim" de yer almaz? En akıllı, en mantıklı görünenimizin bile, akıl almayacak denli delilikleri var. Kimimiz aşırı alıngan, kimimiz saldırgan, kavgacı, kimimiz sürekli cinsel doyumsuz, kimimiz gırtlağına dek kendisiyle dopdolu, nerdeyse kendi kendisinden boğulacak... Hele kendimizi beğenmişliğimiz!.. Şair ille de içer diye öğrendiklerinden, kendilerini her zaman içiyormuş gibi göstermeye çalışanlar... Sonuç alınmamak üzere kendini öldürme cambazlıkları yapanlar... 
    "Benim Delilerim"e girmeleri gereken şair ve yazar dostlarımın çoğunu bu yazı dizisine almayacağım. Kayırmak istediğim için değil, onları çok daha geniş olarak "Birlikte Öldüklerim" ve "Birlikte Yaşadıklarım" adlı iki kitabımda anlatacağım da ondan... Yazmayı tasarladığım o iki kitapta yazar ve şair dostlarımı, salt delilikleriyle değil, tanıyabildiğim bütün yönleriyle anlatmaya çalışacağım. 
    "Benim Delilerim" dizisine girmeye hak kazanmış yazar ve şairleri salt Türkiye'de değil, bulunduğum her ülkede gördüm. Bunlardan biri, ülkesinde ünlü bir yazardır. Kitapları bikaç dile çevrilmiştir. Buna karşın, bu yazar kazandığı ünle yetinmeyen bir doyumsuzdur. Bu yüzden işi deliliğe vurmuştur. Gerçekteyse o, deli olmayan bir delidir. Deliliğin halk üzerindeki çekiciliğinden yararlanmak için, kendisini özellikle deliymiş gibi göstermeye çabalıyor. Kendini zorlayarak delilikler yapıyor. Elbet yaptığı delilikler, kendisini akıl hastanesine kaldırtacak kertede delilikler değil. 
    Sanki delilik, deli olmayan yazarlara göre, yazara bir üstünlük sağlar gibidir. Deli yazarlar, okurlara daha ilginç gelir. Delilikle dehanın, bıçağın sırtı gibi ikiz kardeş olduğu söylenir. Bikaç kitapta örnekleri de gösterilmiştir. Bu yüzden deli görünmeye çalışan yazarlar, akıllı görünmeye çalışanlardan daha çoktur. 
    Sözünü ettiğim yazar deli görünerek salt okurları arasında değil, basında, çevresinde de ilgiyi çekmek, dikkatleri üstüne toplamak istiyor. Delilik bir anlama onun reklamıdır. 
    Deli olmayan deli dediğim bu yazar, her nerde olursa olsun, özellikle taşkın davranışlarda bulunur. Çevresindekilerin dikkatlerini çekecek denli yüksek sesle, hatta bağıra çağıra konuşur, sanki konuşmuyordur da haykırıyordur. Haykırırcasına konuşurken de, salt ellerini kollarını değil, bütün eklem yerlerinden gövdesinin her yanını abartılı devimlerle oynatır. Aşırı neşeli görünür. Her zaman her yerde durmadan içiyormuş da yine de sarhoş olmuyormuş izlenimi vermeye çalışır. Yemek masasının üstündeki vazoda çiçekler varsa, hiçbir neden yokken o çiçekleri saplarıyla yapraklarıyla ağzına alıp çiğner, yutar. Bu yada buna benzer davranışlarının hiçbir nedeni yoktur. 
    Kendisini deli tanıtmak için delişmence davranışlarda bulunan bu yazarı bir gece suçüstü yakalayarak -yani akıllı görünmek isterken - onun gerçekte hiç de deli olmadığını, delilik rolü oynadığını anladım. 
    Resmî bir şölendeydik. O yazar, büyük salonda yine aşırı ve abartılı delişmence davranışlarıyla dikkatleri üzerinde topluyordu ki, salona bir bakan, bir de devlet ileri gelenlerinden bir kadın geldi. Onların gelmesiyle yazar da birden toparlandı. Gözüm üzerindeydi. Az önceki delişmen sanki o değildi. Şölendeki sanatçılardan kimileri, bakanın elini sıkmak, önemli yeri olan kadının elini öpmek için fırsat arıyordu. Ama onlara aldırış etmeyenler de çoktu. Delişmen yazar, el öpmek için fırsat arayanlar arasındaydı. Saygı sunmak, el öpmek için kuyrukta yerini almıştı. Sırası gelince, aşırı saygıyla eğilip o hanımın elini öptü. Terbiyeli terbiyeli konuştu. Sesi hiç de öyle her zamanki gibi haykırır tonda değildi. 
    İçmeden duramaz izlenimi vermek isteyen o yazar, o gece pek çok içmek fırsatı varken hiç de içmedi. İşi delişmenliğe, hatta deliliğe vurup kadınlarla kaba şakalar yaparken, çılgın danslar ederken, o gece kadınlara da düşkünlük göstermedi. Yeri önemli hanımın şölen salonuna gelmesi, delişmen yazarın akıllanmasına yetmişti. 
    O yazarın başka bir delişmenliği de yaşama boş veriyormuş, sağlık koşullarını önemsemiyormuş gibi davranmasıydı. Bu davranışının da sahte delilik olduğunu, bir sabah onu evinin bahçesinde cimnastik yaparken görünce anladım. Yaşama, sağlık kurallarına önem vermeyen insan, ne diye sabah erkenden, hele o yaşta, cimnastik yapsın... 
    Anladım ki o yazar deli değildi, deli görünmeye çalışıyor, deli görünerek bir anlamda reklamını yapıyordu.

Aziz Nesin, Benim Delilerim, Nesin Yayınevi, S.188-190



İzleyiciler