Asım Bezirci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Asım Bezirci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mayıs 2025 Cuma

Ya Hep Beraber ya da Hiçbirimiz

Kim mi kurtaracak seni, köle?
Görecekler seni, kardeş.
yuvarlananlar uçuruma,
duyacaklar çığlıklarını:
Seni köleler kurtaracak kurtaracaksa! 

Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.

Kim mi alacak öcünü, yenilmiş adam?
Vurulmuşsun madem,
gel yaralıların yanına.
Gerçi biz zayıfız, kardeş.
zayıfız, yaralıyız ama,
alırsak biz alırız öcünü senin.

Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.

Kim tutacak elinden, bitik kişi?
Birleşmek zorundadır başkalarıyla
yoksulluğa dayanamayan.
Birleş sen de yoksullarla, durma.
Birleş yarına bırakmayanlarla bu işi.

Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.

Bertolt Brecht

Çeviri: A. Kadir – Asım Bezirci


21 Mart 2025 Cuma

Kendi Kaleminden Sennur Sezer

"(…) 12 Haziran 1943 tarihinde doğdum. Eskişehir’de. Babam, Devlet Demiryolları teknisyenlerindendi. Çalıştırılırken işçi, ücreti ödenirken memur sayılanlardan. Fazla çalışmaya zorunlu ama örgütlenmesi yasaklı olanlardan. Annem, bana ve kardeşlerime okumayı evde öğretmeyi başaracak; şiire, müziğe düşkün biri. 1959 yılında lise 2. sınıfta, yıl sonu yaklaşırken, tersanedeki işi bulup, sınava girip öğretimimi bıraktım. Ailemin sonradan haberi oldu. Okumayı sevdiğim için şaştılar da. Düşlediğim eğitim dalının gerektirdiği para, lisenin bana artık verecek bir şeyi kalmadığına inanç, para kazanırsam daha özgür olabileceğim kanısı, bu kararda rol oynadı. Ailemle bunları tartışamazdım. Daha küçük bir okulda dikkati çekecek, velimi çağırtacak davranışım, bürokrasisi kalabalık bir lisede kaynadı. Öğretmenlerim benimle ancak lise bitirmelere girdiğimde konuşabildiler, liseyi yarım bırakma nedenlerimi.

(…) İlk şiirim, ben lise sıralarındayken yayımlandı; 1958’de. 1964’te Sosyal Adalet dergisinde yayımlanan bir şiirim, Hüseyin Cöntürk’le Asım Bezirci’nin tartışmasına yol açtı. İçerik-biçim tartışmasının zamanı gelmiş olmalı. Tartışma büyüdü. Ve TİP’li arkadaşlarımın para koymasıyla ilk kitabım yayımlandı: Gecekondu. İkinci kitabım Yasak 1966’da, yine bir arkadaşın kurduğu yayınevinin şiir dizisinin ilk kitabı oldu: Bülent Habora’nın Habora Yayınları’nın… 1967’de Öykücü-Yazar Adnan Özyalçıner’le evlendim. İyi arkadaşımdı. Sonradan işe aşk da karıştı. İki çocuğumuz, bir torunumuz var. Evlilik ve arkadaşlık sürüyor. Ben, hem şiirimi geliştirip değiştirmek, hem başarılı genç öykücü Adnan Özyalçıner’in eşi görüntüsünden kurtulmak için üçüncü kitabımı oldukça geç yayımladım; 1977’de. Direnç… Şiirimdeki 'kadın' imgesi de belirginleşti. Çalışan bir kadının, bir kadın işçinin günlüğü sayılabilir şiirlerim.

Yunanca, Almanca, Sırpça, Makedonca, Türk şiiri antolojilerinde şiirlerim var. İngilizce Türk şiiri seçmelerinde, Hollanda dilinde yapılmış Dünya Kadın Şairler derlemelerinde de. Rusça ve İtalyanca da kimi şiirlerimin çevrildiği dillerden. 1991 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı birinciliğini Adnan Özyalçıner’le birlikte yazdığımız Keloğlan ile Köse aldı. İnsan Hakları Derneği kurucu üyelerindenim. Emek Partisi girişimcilerinden. Emekliyim. 10. dereceden. Zorunlu emekli oldum, eşim Adnan Özyalçıner, Türkiye Yazarlar Sendikası yöneticilerinden olarak yargılanırken… Pek çok dergide ve gazetede yazıyorum. Evrensel’de de… Haftanın bir-iki gününde. Başka anlatılacak ne var ki? Daha güzel bir dünya istiyorum. Bütün emekçi kadınlar, bütün gerçek yazarlar gibi…"

Evrensel Gazetesi, Kasım 1995


6 Nisan 2018 Cuma

Yoksul B.B. İçin


1.
Ben Bertolt Brecht, kara ormanlardan.
Karnında getirmiş şehre anam beni.
Ama çekip gidene dek ben bu dünyadan
çıkmayacak ormanların soğuğu içimden.

2.
Asfalt şehirde evimde gibiyim.
Donanmışım son kutsal törenle:
Gazeteyle, şarapla, tütünle,
Güvensiz, aylak, ama sonu mutlu.

3.
İnsanlarla iyi aram. Durur başımda
şapkam herkesinki gibi. İnsanlara bakar
derim: “Bunlar başka türlü kokan birer hayvan.”
“Ne çıkar, derim sonra, benim onlardan ne farkım var?”

4.
Kadınlarla otururum yan yana
salıncaklı koltuğumda sabahları.
Seyrederim onları umursamadan ve derim:
“İşte karşınızda güvenilmez bir adam.”

5.
Akşamları da toplarım erkekleri.
“Bayım” deriz birbirimize hep konuşurken.
Ayaklarını dayarlar masama ve derler:
“Düzelecek işler!” Sormam: “Ne zaman?”

6.
Sabaha doğru alacakaranlıkta ıslanır çamlar,
kuşlar ötüşür, böcekler bağrışır.
Dikerim ben kadehimi şehirde tam o sıra dibine kadar,
atıp izmaritimi, dalarım tedirgin bir uykuya.

7.
Biz, uçarı kişiler,
otururuz yıkılmaz sanılan evlerde.
(Yüksek kapılarını biziz kuran Manhattan adasının.
Biziz kuran incecik antenleri,
Atlantik üstünde konuşan).

8.
Bu şehirlerden arta kalacak ne;
Sokakları dolaşan bir rüzgar kalacak.
Evleri kuranlar mutlu olurlar ama,
Onlar da bir gün bırakır evleri giderler.
Hepimiz bugün var, yarın yokuz,
ne düşünürse düşünsün bizden sonrakiler.

9.
Umarım ki, bir deprem olunca yakında,
söndürmem puromu üzüntüyle.
Ben Bertolt Brecht, kara ormanlardan,
anasının karnında gelmiş asfalt şehre.

Bertolt Brecht
Çeviri: A.Kadir (Abdulkadir Meriçboyu), Asım Bezirci

İzleyiciler