düzlüğe çıkar dipteki kendini
ve sarkıt o boşluğa
anlatmak için biriktirdiklerini,
çökecek bir gün işte
ayaklarınla birlikte o toprak
söylediğin bütün sözler gömecek seni
kurşundan yaralar taşı bana
büyüsün bir iklimin uğultusuyla
dökülecek ağırlık üstümüze,
kalsın tortusu bütün gelgitlerinin
bütün uykulardan bir uykuda
büyüsün dağılışı kaç bin yıllık teninin
surların dilinde katılık
yıkıntılar içinde bir demir parçası
duvarını arayan paslı bir akrep
geçmiyor ki ırmaklar aksın
ellerinin serinliğinde
düşündüm ve köreldim dışa doğru
içime karşı hep keskin
ellerinle kuşlar getirdiğin
bir yük taşıyorum
ayın ışığından biriken
eskiden kalma bir gül bahçesinden
göğsümden iliklerime doğru
bir kaktüs yol alıyor
susadım el uzat bana
surların dilinde katılık diyorum
geçit vermiyor koşusuna ağıtçıların
ölüm yok lakin ölen çok
akmıyor diyorum ırmaklarımız
sesini dinle koşusu engellenen ağıtçıların
ama yüzlerine bakma sakın diyorum
susadım kuruyan ırmaklarımızda
yatağımız denizden çok uzak
keskinim içime karşı diyorum
büyüttüğüm kaktüs bundan
Gökhan Reyhanoğulları, Üvercinka Dergisi, Mart-Nisan 2024, S.5
Fotoğraf: Orhan Köksalan