Ahmet Necdet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Necdet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2024 Çarşamba

Güneş

Çoğu sarkık pancurlu harap evleri ile 
Sefahat barındıran eski bir mahallede, 
Zâlim güneşin kente, damlara, tarlalara, 
Ok gibi ışınları vururken buğdaylara, 
Bir tek ben düşsel kılıç talimi için varım, 
Her köşede bir uyak rastlantısı koklarım, 
Kaldırımdaymış gibi uyup kelimelere, 
Çarparak uzun zaman düşlenmiş dizelere. 

Bu kansızlık düşmanı, gıda uzmanı baba, 
Uyarır dizeleri güller gibi kırlarda, 
Buharlaştırıp durur gamları göğe doğru, 
Ve bal ile doldurur kovanları ve usu. 
Koltuk değneklileri hep odur gençleştiren 
Ve genç kızlarmış gibi, onlara neşe veren, 
Buyurur her ürüne artık olgunlaşmayı, 
Bir de ölümsüz kalpte her dem çiçek açmayı! 

Odur, bir şair gibi, kente indiği zaman, 
En iğrenç olan şeyin bahtını soylu kılan, 
Güneştir, kral gibi, giren hastanelere 
Ve bütün saraylara, uşaksız ve sessizce.

Charles Baudelaire, Kötülük Çiçekleri, Adam Yayınları, S.23

Çeviri: Ahmet Necdet

Resim: Vincent Van Gogh, Güneş Batarken Çiftçi



16 Ağustos 2024 Cuma

Mutlu Aşk Yoktur

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

Hayatı bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur
Ama bu aşk ikimizin
Öyle de olsa

Louis Aragon, Çeviri: Gertrude Durusoy, Ahmet Necdet

Resim: Alfred Gockel, Sonsuz Aşk 64x64 cm.


9 Aralık 2022 Cuma

Ne Çok Enkaz


sizi bir yerlerden tanır gibiyim
galiba bodrum'daydı geçen yaz
t-shirt'leriniz vardı türkuvaz
pabuçlar 'all star american'
ne tutucuydunuz ne de bağnaz
sabah kahvaltısında beethoven chopin
akşamları hacı ârif incesaz
        n e   ç o k   e n k a z

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
sanırım bodrum'daydı geçen yaz
güngörmüş saçlarınız vardı beyaz
bakışlarınız alaycı ve delişmen
mavi yolculuklarda yıldız-poyraz
balık yemekten ve çok sevişmekten
gut'a yakalanmıştınız biraz
        n e   ç o k   e n k a z

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
her halde bodrum'daydı geçen yaz
daracık sokaklarınız vardı çıkmaz
viskiyi çok sever az içerdiniz
gün boyu meyhane cafée-bar caz
"yine de en büyük rakı" derdiniz
iki cami arasında beynamaz
        n e   ç o k   e n k a z

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
elbette bodrum'daydı geçen yaz
sözcükleriniz vardı ince mecaz
aşklarınızı şiirle yıkardınız
bir yığın kadın huysuz utanmaz
her biriyle ayrı yatardınız
bin türlü işve bin türlü naz
        n e   ç o k   e n k a z

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
mutlaka bodrum'daydı geçen yaz
dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
bireysel konularda acımasız
ülke sorunlarında vurdumduymaz
batı'lı düşünür doğu'lu yaşardınız
azıcık hicazkâr her dem şehnaz
         n e   ç o k   e n k a z
Ahmet Necdet

7 Mart 2021 Pazar

Bademlerden Say Beni

Say bademleri, 
say acı olanı, uyanık tutanı say, 
beni de onlara kat: 

Gözünü arardım hep, gözünü açtığında, 
sana kimselerin bakmadığı bir anda, 
örerdim ya o saklı, o gizli ipliği ben, 
ki onun üzerinde tasarladığın çiy'in 
testilere doğru kaydığı bir zamanda, 
yüreğe varamamış öz bir sözle korunan. 

Ancak böyle varırdın adına, senin olan, 
o şaşmaz adımlarla kendine yürüyerek, 
savrulurdu çekiçler sanki bir çan kulesi 
boşluğundaymış gibi senin suskunluğunun. 

Ölmüş olan o şey senin koluna girer 
ve işittiklerin de seninle birleşirdi, 
üç olup giderdiniz geceyi katederek. 

Beni de acı yap, acı yap beni. 
Bademlerden say beni.

Paul Celan

Çevirenler: Ahmet Necdet-Gertrude Durusoy

İzleyiciler