14 Mayıs 2025 Çarşamba
"Mizah topsuz tüfeksiz bir silahtır."
"Yaşamı satın alamazsınız. Yaşam akıp gider."
27 Mart 2025 Perşembe
Korku Mimarlığı
21 Şubat 2025 Cuma
27 Ocak 2025 Pazartesi
"Zafer, arkasından bıçaklanan masum düşmanların cesetleri üzerine atılan yapma çiçeklerden bir çelenktir."
11 Aralık 2024 Çarşamba
Özgürlük
22 Kasım 2024 Cuma
"Fotoğrafların bugün hayal gücünü aşan bir ağırlığı vardır."
"Fotoğrafların bugün hayal gücünü aşan bir ağırlığı vardır; tıpkı dün basılı sözcüklerin, daha önce de konuşma dilinin olduğu gibi. Çünkü baştan sona gerçek görünüyorlar."
Walter Lippmann
"Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey: şiddet dışı eylemler ve mizahtır"
"Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey: şiddet dışı eylemler ve mizahtır."
John Lennon
13 Kasım 2024 Çarşamba
İbn Fadlan Seyahatnamesi
13 Ekim 2024 Pazar
Savaş Üzerine
10 Ekim 2024 Perşembe
"İnsan sevmediği şeyi korumaz."
"Dil, kulaktan beslenir, hepimiz duya duya öğrendik dilimizi. Kötü kullanım çok kullanılınca yadırganmaz oluyor. Ekonominin çok bilinen kuralı dilde de işliyor: Kötü Türkçe, iyi Türkçeyi kovuyor. Kulak alışıyor, zihin alışıyor; çarpık sözler bile doğal bir kullanım gibi geliyor insana. Dizinin, Türkçe “Off” adını taşıyan ve en çok ses getiren ilk kitabı 1997 yılında yayımlandı. Oradaki yanlış kullanım örnekleri çok garibine gidiyor, çok güldürüyordu okurları. Aradan çok değil, beş-altı yıl geçtikten sonra aynı örnekler yadırganmaz oldu. Derslerinde kitabı okutan öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerin 'E, ne var bunda?' tepkisiyle karşılaştıklarını söylemeye başlamışlardı bile. 'Kendine iyi bak' sözü bunun iyi bir örneği. Başlangıçta yadırgadığımız, hatta dalga geçtiğimiz bir kalıptı. 'Niye? Hasta olsam sen bakmaz mısın bana?' diye sorduğumuzu anımsıyorum. Geçen zaman içinde insanlar alıştı bu kullanıma. Önce kulaklar alıştı, sonra zihinler, nazik bir vedalaşma sözü yerine geçti ve hiç mi hiç yadırganmaz oldu. O kadar ki dilimden döküldüğünü fark etsem ben bile şaşırmayacağım.
Yalnız çeviri yoluyla gelenler değil, İngilizceden gelen pek çok sözcük, pek çok kalıp başta biraz tepki uyandırsa da bir süre sonra kullanım alanına giriyor. Son yıllarda Dil Devrimi’nin kazanımlarından da ödün verilmeye, geri adımlar atılmaya başlandı. Gençler bizim kuşağın yıllar önce kullanımdan çıkardığı Osmanlıca sözcüklere özenir, onları kullanır oldu. Özetle Türkçenin kötü kullanımında herhangi bir gerileme yok; ne yazık ki durum 20-30 yıl öncesinden çok daha kötü."