en gözü pek noyanlar kervana gözcülük ediyordu.
Her taşın altından başını kaldırıp
Mata Hari durumu Berlin’e fakslıyordu.
Hava kül ve katran kokuyordu, yolları duman bürüyordu,
Erwin Rommel sevinçten kuduruyordu.
Deve katarı ağır aksak gidiyordu
Kazak ve Azeri petrolleri Akdeniz’e seyr ü sefer ediyordu.
Tipi. Rüzgâr. Ama ne rüzgâr
bir kulağımdan girip ötekinden iki misli çıkıyordu.
Manzara tam senlikti lan Salih
neye dokunsam bana “Lili Marleen” okuyordu.
[Hüseyin Ferhad, 1995, “Öl Dedim Hüseyin’in S Harfine”,
Hayal Ülkesinin Keşfi]