Hüseyin Murat Çinkılıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hüseyin Murat Çinkılıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2022 Cuma

 

"salıncakların ayazda bırakılması üst düzey bir komplodur."

"Leaving the swings in the frost is a high-level conspiracy."

Hüseyin Murat Çinkılıç



21 Şubat 2021 Pazar

"... / Her ne kadar eğitmenleri kalemi düz tutmaya zorlasalar da çocukların düz çizgileri yoktur. Okul sıralarının büklümünde, yazı tahtalarının geometrisinde, giriş çıkış törenlerinde, defter kitap düzenlerinde; bir disiplin silsilesiyle kırılma ve eğilme noktalarını yapılandırırız çocukların. İyi bir öğrenci, iyi bir asker, iyi bir yurttaş olmanın, bu terbiye karşılığı olduğunu bilmeleri için... Yaşama ilişkin tüm hayal kırıklıkları çocuklar üzerinden yeşertilir. / ..."

Hüseyin Murat Çinkılıç / Kağıttan Kuş
 

























28 Ocak 2021 Perşembe

münferit göçler


birkaç mevsim izlerim kuşların geçtiğini
gözlerine eğilirim o beni sever
ne zaman resminden söz etsem
yüzünün atlasında münferit göçler

(hep olur) sonradan aklıma düşse
üzgün bir istasyon boyun eğdiği
birkaç renk deniz ellerinde
o kaldığımı bilir ben gittiğini…

hüseyin murat çinkılıç


26 Ocak 2021 Salı

rüya

 

bir defasında kitabın içinde kiracı bir müze
o müzenin içinde bir yontu, üstelik aristokrat
tombul parmaklı, dünyayı anlatma hallerinde
                     
                   sonra görevliyi etkisiz hale getirip bağladım sandalyeye

bir kitabın içinde söylediğim olasılık, sadece olasılık, ben değilim o
evet yontuyu çalmışlar, görevliyi bağlamışlar
ama ‘konuş’ dedim ‘konuş’ : iki bin yıl eder mi bu?
 
                   o kitabın içinde sayfa no yok, ‘yok’ dedi : ‘iki milyon dolar’
 
mutlu bir gelecek gibi oturuyor çocuk, özellikle kırmızı kazaklı çocuk
sanırım kimse inmeyecek dedim burada, burası liman durağı
bir şarkı yeniden ve rayların dişlerinden kurtularak dilime sığınmalı
 
                   evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, dalmışım…
                   öyle olmalı

 ‘dünyadan çıkış yolunu / ya da bir yolunu / birlikte düşünsek olur mu?’
uyandım, kitaba eğildim, romayı galebe çalan gladyatöre gelmişim
‘belli ki o da planın içinde’ dedi görevli: ‘bunlar büyük şebeke’

                   ne tuhaf, çocuk koltukta etkisiz halde / ve / aynı kederdeyim
 
‘içimden eski bir dost geçiyordu’ dedim görevliye: ‘seni de böyle bağlamışlar’
ona göre ben bağlamışım / spartaküs ile arkadaşları daha inandırıcı oysa
‘üzülme’ dedim şefkatle: ‘sezar'ın kibrine dokunmamışlar’
 
                   pireler berber iken indik trenden / çocuk, kitap ve rüya…

 hüseyin murat çinkılıç
 

10 Eylül 2016 Cumartesi


onca yazın biriktirdiği güzden, el kadar bir kış kalır / yine de her göç kendini, uzun bacaklı sanır...

hüseyin murat çinkılıç


(Fotoğraf: http://www.fotokritik.com/kullanici / Ribella)

19 Nisan 2016 Salı


Yetişkinler, çocuklara yönelik tüm sakıncaları 'küçük' olmakla ilişkilendirdikleri için büyümek sakıncaların 'neden'ini ortadan kaldırır. Ancak 'özne' sakıncalı bir yetişkindir artık!..

Hüseyin Murat Çinkılıç

(Fotoğraf: Hasan Karaca)

21 Temmuz 2015 Salı

Madra Dağı, Kazdağı, Spil, Kaçkar, Samistal, Cudi... Maraş, Sivas, Çorum, Reyhanlı, Suruç... Alageyik, karaca, tosbağa, tilki, tavşan... İnsan... Aynı yanar kardeşim; sessizin dili, görmezin gözü, devletin közüyle yanar... Devlet, suçu halkına pay eden en eski entrikadır... Doğuyu batının payıyla, güneyi kuzeyin payıyla, ötekiyi ötekinin payıyla yakar.. Altından altın çıkarır, üstünden yol çıkarır... Gider beyaz adama pay eder...

Hüseyin Murat Çinkılıç, 20.07.2015

15 Haziran 2015 Pazartesi

Arka Bahçe

1

Kendine yabancılaşma, önce, telefonda çevirdiğin sesi tanıyamamaktır. Buna çağımızda kurumsallaşma diyorlar. Tanıyamayıp insan süsü verdiğiniz manyetik sesin sahibi öldürülmüş, arka bahçeye gömülmüştür. Görüşmekte olduğunuz ölü, sizi yok edildiği dünyaya davet ve dahil eder. Giderek sayınız artar. Sizi çevreleyen dış ortamı bir dünya zannıyla algılamaktan uzaksınızdır artık. Ormanlar, dağlar, nehirler, köyler, kasabalar ve kentler… Tümü değişik renk ve biçimlerde, pazarlama kurallarıyla erozyona uğramış motiflerdir. Ölçü ve cazibeyi satın alma özgüveni ile değersizleştiren kurumsal hayat, insanı önce öldürüp yoksulluğu bir bilinç olmaktan çıkarmakta, satın almayı ölüler düzeyinde sürdürmektedir..

2

Kendine yabancılaşma, arka bahçedeki ölünün yanına yatıp uzandığınızda, ziyaretinize gelenlerin, güvenlik görevlisi olan bir kapıdan 'sizi görmeye geldiklerini' bildirerek geçmesidir. Sevgi, dostluk, aidiyet, ne kadar kılık ne kadar kıyafet, güvenlik başlığı altında sorgulanmış, kurumsal arınmadan geçmiştir. İçimizde yeni bir ölüye yer açılmıştır.

3

Kendine yabancılaşma, elmanın kurdu kemirmesidir. Kıpkırmızı düzgün yuvarlığın dışında bırakılmış canlıyı, terör suçlusu sayan genetik dönüşüm projesi ile insanı yurdundan kovan kentsel dönüşüm projesi isimli eş zamanlı imhanın içinde yer almaktır.

4

Kendine yabancılaşma, gün doğumundan gün batımına sağ çıkmamaktır. Aynı zamanda 'işleri bitirmeden' ölmemektir. Belki bir kahve molasında, ajans haberinde: bir tır kasasındaki havasız elli kişilik mülteci ölüme, sessizce gömülmektir. Bir diğer haberde, verdikleri on bin doların, denize bir gölge bırakacak kadar karşılığı olmadığını öğrenmektir; hayata tutunamayanların yerine...

5

Kendine yabancılaşma, çocukluğumuzun para üstlerine el koyan tüccarların kredi kartlarına eklediği bonus puanla tanışmaktır. Artık dolaşımda olmayan bir mutluluğun ‘harcadıkça biriktir!’  ifadesiyle yer değişmesidir. Komşu teyzelerin kapılarını sıkı sıkıya kapaması, bayram zillerinin kapı deliğinden gözetlenmesidir. Bisküvi kutuları ambalajlanan bakkal Hikmet amcanın yalnızlığında dönenmesi, dilinde hikâyesi olmayan berberin kuaförlük belgesidir.  Çok uluslu bir alçaklık eseridir.

(...)

Hüseyin Murat Çinkılıç

Fotoğraf: Nurcan Azaz



duranın efsanesi olmaz; olsa olsa (dağ) gibi adı karışır... 

hüseyin murat çinkılıç

24 Şubat 2015 Salı

hayalci balık


gel gelelim çocuğun tuttuğu balık
en hayalci olanıydı
oynaşan parmakları
suyun yıldızları sandı

hüseyin murat çinkılıç


21 Ekim 2013 Pazartesi

Umut sözün kahramanı, yok aslında!

Umut sözün kahramanı, yok aslında! Bekleyenin, hayatta geriye düşenin kahramanı; Filmde atıyla, silahıyla geleceğini bildiğiniz sahnenin kahramanı; Yerli yersiz çivilendiğiniz bir ısrarın kahramanı; Nabzınızı sekteye uğratmayacak ölçüde atan kalbin kahramanı... Yok aslında!

Hope is the hero of the word, in fact it does not exist. The hero of the one who waits, the one who falls behind in life; In the movie, the expected hero of the scene with his horse and gun; The hero of an insistence on which you are nailed in place; The hero of the heart that beats, enough to barely sustain a pulse… Indeed, it does not exist.

Hüseyin Murat Çinkılıç

Çeviren (Translator): Özgür Onat Çinkılıç 

14 Temmuz 2013 Pazar

Sarhoşları ve taşları arasında biten çiçeğini kayıran şu sokaktan başka demokrasi yok. Gece ışıklarını söndürüp sopalamaları bu yüzden...

Hüseyin Murat Çinkılıç
Ülkeye tecavüz edenin (en) doğal hali, sokakta tecavüz edeni korumasıdır !

Hüseyin Murat Çinkılıç

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Bu ülke, 'cinayeti gördüm' dediğinizde cinayeti işlediğinize inandıran yargılayıcı kişilerin boyun süsü adaletine teslim edilmiştir.

Hüseyin Murat Çinkılıç

4 Temmuz 2013 Perşembe

Alnımızı karışlayan gölgenin az sonra elini çekecek bir bulut olduğunu 'us'a anlatmak için; yürekteki acıyı tırnak ucuna taşıyacak yola inanmak için; aslını görünenden koruyan liyakat için; umut var, (olmalı) dostlar ! 

Hüseyin Murat Çinkılıç,  
Resim: Dee Nickerson


27 Haziran 2013 Perşembe

Son dönemlerin politik birikimi, söylemleri, hareketliliği en yok (!) gençliği diye düşünülürken, ortaya orantısız zeka saçan, imece usulü hareket eden, provokasyonsavar, iri kıyım bir 68 kuşağı çıktı. Gözlerinden öpelim..

Hüseyin Murat Çinkılıç / 09 Haziran 2013
Adalet mi ? 
Büyük insanlığa nüfuz ettiği görülmemiştir..


Hüseyin Murat Çinkılıç / 24 Haziran 2013
12 Eylül 1980 ile başlayan kesintisiz darbe kesintiye uğramıştır. Korkunun eşiğinden geçilmiştir. Karşı koyma refleksi kazanılmıştır. 'Ben yaptım oldu' ya karşılık 'biz yapınca daha iyi oluyor' duruşu bedene oturmuştur. Ağacın, toprağın, tarihin; yaşamı oluşturan ve sürdürmeyi öneren tüm gerekçelerin; insan olarak var olabilme olgusunun, değerlerinin, başlı başına bir gündem olduğu, bu gündemi sorgulayarak birey olunabileceği bilinci Türkiye’ ye gözlerini açmıştır. Bütün bu olan şey, gençlerin eliyle, gençlere olmuştur. Artık pervasızlığa geçmiş olsun.

Hüseyin Murat Çinkılıç / 15 Haziran 2013

31 Ekim 2012 Çarşamba

'odur ki' dedi; insanın içinde insan denli bir arbede var / yeryüzü o olasılık: kabil' in cirmi, habil' in kalbi kadar...

hüseyin murat çinkılıç

19 Eylül 2012 Çarşamba

'gurur' dedi: 'asi bilinir ya, yazıklanmadır' / 'karşındaki dağ bile olsa, onun bir kuytusu vardır.' 

hüseyin murat  çinkılıç - kalbim kavmin acısı

İzleyiciler