Öyle babacan bir duruşu vardı ki
öyle bir alyanaklı gülüşü
ona bakarken birbirimizi daha çok severdik
insan olmanın güzelliğini hissederdik
Başrol oyuncusu ekseri
çocuğuydu onun
veya yeğeni
ne yapar eder
kavuştururdu iki seveni
Derin bir nefes çekerdik
Bazıları hiç ağlamaz filmde
ağlar bazıları da çok erken
ben onun ağladığı yerde ağlardım
her düğüme bir çözüm
her soruna bir çare bulan
Nubar Terziyan da ağladığına göre
bu film kötü bitecek derdim
Onun bir doktor oluşu vardı
yağmurlu bir gece yarısı elinde çanta
başında fötr
köşke öyle bir gelişi
öyle şefkatle bir muayene edişi vardı ki
herkesi steteskoptan duyduklarını meraka sevk ederdi
hastalığı çabucak teşhis ederdi
onun baktığın hiçbir hasta
ölmezdi zaten hiçbir filmde
sabah ayağa kalkardı
ağrımızı unuturduk
Esnaf olurdu bazen fakir bir sokakta
onun veresiyesiyle büyürdü yetimler
Bazen de kötü adamı ekibiyle
suçüstü yakalardı
o kırsaçlı komiser
nasıl güzel bir
seni kanun namına tevkif ediyorum
deyişi vardı
içimize güven dolardı
bir savaş filminde
herkes düşman olabilirdi de rol icabı
o asla oynamazdı
cenaze namazında öyle bir
safta duruşu vardı ki
duruşunda öyle bir huşuu vardı ki
sarık çıkarttırırdı çok imama
bizdendi bu kadar
Hulusi Kentmen'in olsundu fabrikalar
şımarık oğlanlar
o boynu bükük
alnı ak
işçi kızıyla fakirhanesinde mesut yaşardı
Rahmetli Nubar Terziyan
Çok kalp kazandı çok sevgi
Olmadı döktüğü ter ziyan
Osman Tuğlu
