Mahmut Temizyürek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mahmut Temizyürek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2025 Cumartesi

Paranoya Kırlangıcım Paranoya

İnsan güneşle dünyanın arasındadır
Senin sağında, benim solumda
hep ortasındadır ölümün
Durur bir nefesle bir nefes
arasında bir yerde, sabahla akşam
arasında her şeyi şaşırabilir
Yaprağa düşen yağmurdur
yapraktan düşen damla
Ne yapabilir, rüzgârından
merhamet dilemekten başka.

İnsan şaşırdıkça
delinir şüphe torbası
zehirler gözü.

Seni var ya, inleyişinden tanırım
kiminle öpüşsen duyarım sesini
teninin duygusu bulaşır, ateşi, kokusu
bacaklarının arasından ürperti
dudaklarına dolaşır
seğirir damar gibi

İnsanla herkes arasında nahoş tecrübe
Kırlangıcın zamansız göç nedenidir
O yüzden tizdir gagasından fışkıran
Bir daha dönmez yurduna.

Kalp, inleyişinden tanınır
Bir öpünce, bir de kırılınca.

Mahmut Temizyürek



3 Aralık 2024 Salı

İyi Davranmıyorsun Kendine

İyi davranmıyorsun kendine
Sütünü içiyorsun, tıraş oluyorsun ama
Gözlerin yaban kuşların gözleri
Kim taktıysa zabit gülümsemesini
Onla yetiniyorsun içtenlik niyetine
Çok yakından, o derin mesafeden
Kimse soramıyor neyin var diye
Işığı söndürdüğünde imlasız bir ses
İyi davranmıyorsun kendine.

Ne zaman görsem seni, senle ilgili
Bir hışımla geçiyorsun kuşların yemlendiği meydandan
Ardında kanat izleri, tüy döküntüleri
Bir gece yarısı gitmiştin, kilit dilinin usulca dönüşünü
O gün galiba, üstünden düşen düğmenin sesini
Parmağına doladığın saçlarının iniltisini bıraktın
Ve şehre gizledin kendini
Şimdi şehrin burçları ürkütüyor
Balkonlar ürkütüyor
Sokak lambaları gözüne batıyor
Sessizliğin uçurum kıyısı
Rüzgârın titriyor
Ne çok isterdim sesimle dokunabilmeyi.

İyi bakmıyorsun kendine
Gözlerin çırağan yangını, kulağın bulvar
Sigaran cayır cayır her nefesinde
Sesin Kerbela kavruğu
Ellerin Kız Kulesi'nin sandalı sanki
Masum, titrek, kederli
Bir yaprak düşse, ezer geçer üstüne
Kalbini okşamaya gücü kalmaz
Kalp, yalnızca kalp kibardır, söylemez ama
İlk toza karışan o olabilir.

İyi davranmıyorsun kendine
Yalana da alıştın, kekeme
Uğultun yeraltından geliyor
Üstünde paslı rayların izi
Kimse duymaz ki silah sesini.

Mahmut Temizyürek, İz ve Rüya, Öteki Yayınevi, S.45-46

22 Ekim 2024 Salı

Anaforun Tarihi

I.

İlkin her şeye çocuklar
rüzgârı taşlamakla başladılar
sonra
kardan adama âşık oldular
sıcak
aşkı tavlayan ve tohumlayandı
tohumları karıştıran deli rüzgâr

II.

Hayatın beş mevsimi olsaydı
buzları kırmakla bitmezdi her şey
ama deriyi yüzmekle biterdi
insan yalnızca deriden olsaydı

III.

bu bir gizdi, önce Nesimî bildi
karşı koyanlarsa tırtıllardı.

IV.

Bir tırtıl
kuyruğuna dokun yürür
antenine dokun yön değiştirir
Kuzgundur bazen, herkes her zaman
karatavuk değildir.

V.

Ben kendimi başkaldırıp kazanırsam benimdir
Buysa kül rengi bir ırmakta sûretini aramaktır.

VI.

Arayış süvarisini soran bir yağız attır.

VII.

İnsan yoğunlaşır huyunun akışına,
Nergis duru durgun su arar.

VIII.

Her aşk bir öncekinin tamamlanmış resmidir
bir sonrakinin parçalanmış tablosu
Mabedimsin, mabudumsun, putumsun
putların taşlanmaya yakın ismidir.

IX.

Anaforun tarihi öyle yazar/ki insan
attığı taşlardan yeni put yapar
Her cennet kovulmak kapısıyla kapanır/ve insan
yeni bir cennet arayan tek hayvandır.

Mahmut Temizyürek, İz ve Rüya, Öteki Yayınevi, S.7-9


16 Mart 2010 Salı

Noktalar


Noktalarda duracak kadar dengeliyim
Dar dünyada diken üstü duruşlar

Doğrularım ki tutunduğum kuru dal
Dönüşsüz hatalardan öğrendiğim yanlışlar

Yüzümde bir parça aydınlık bazen
Umutsuz geceler biter birden ışıyışlar

Evler şarkılar aşklar arkadaşlar bırakıp gittim
Her mevsim giden kuşlar gelen kuşlar

Her insanın rakibi yalnızca kendisiymiş
Köpek yarısı dünya seyirciler alkışlar

Kara değirmenler gördüm kararıp kalmışlardı
Öğütmeyen öğünürmüş için için çürüyen taşlar

Kendime baktım, baktım ki herkes orda
Habil Kabil dünyaya dağılmış kardeşler

Ağzımda baharat tadı dolaşıp durdum şehirleri
Aslolan yolmuş yanılmak içinmiş bütün varışlar.

Mahmut Temizyürek

15 Şubat 2009 Pazar

Güller

                                                                   İskender Savaşır'a

Mum sönerken parlar, insan yanarken
Gül çürürken yayılır koku
Herkes zamansızdır, ya biraz geç, ya biraz erken
Mezarıdır ipek böceğinin doku.

Mahmut Temizyürek, İz ve Rüya, Öteki Yayınevi, S.55




İzleyiciler