20 Kasım 2024 Çarşamba
Para ve Hayat
22 Şubat 2024 Perşembe
Elveda
17 Haziran 2023 Cumartesi
Bir Çağımız Yazarının İtirafları
"(...) / Sokakta yeni bir insanın, bir serserinin doğduğunu görüyorum. Artık hiçbir şeye inanmayan, ama hayatın kuvvetlerine iman eden bir serseri. Belki de bu sonbaharda ölüm döşeğim olacak hasta döşeğimden o serseriye, Adrian Zograffi'nin söylemeye vakit bulamayabileceği bir şeyi söylüyorum. Şöyle diyorum ona:
Bütün demokrasilere, bütün diktatörlüklere ve bütün bilimlere iman ettikten sonra, son toplumcu adalet umudum sanata ve sanatçıya yönelmişti. Yığınlar üstündeki büyük güçlerini düşünerek edebiyattan başkaldırmış devler çıkacağına, sokağa inerek demokratik, diktatoryal, dinsel, bilimsel bütün ikiyüzlülüklere karşı savaşanların başına geçeceklerine umut bağlamıştım.
Bildiğin gibi böyle bir şey olmadı. Bütün öteki sözde değerler gibi sanat da bir aldatmacadır. Ben de sanatla uğraştım, bir şeyler başardım da sayılır, o yüzden sana söyleyebilirim: Bu da bir aldatmacadır. Sanatçı da din adam gibidir. Yüceliklerden söz açar ama elinden geldiğince altın biriktirmeye bakar, kurdun ağzına düştüğün zaman sırt çevirir sana, tıkır tıkır paracıklarını yemeye koyulur, senin, tek başına yıkmanı beklediği makineli tüfekler de bir güzel korurlar onu.
İşte seni o kadar duygulandıran sanatlar ve sanatçılar bundan ibarettir. Şarlatanlar! Onun için çekildikleri köşelerinden, haline bakıp, iki gözü iki çeşme, seni şu inanca, bu savaşa katılmaya çağırırlarsa aldırma onların sözlerine. Hatta bu yüzyılın modası olan 'enternasyonal vatan'lara da inanma.
İster ulusal, ister uluslararası olsun, eski ya da yeni efendileriyle, demokrat ya da mutlakiyetçi, birbirlerini yaşatmak için başkalarını öldürenler yerin dibine batsın. Bir başkası uğrunda can vermeye yanaşma. Kavuştur kollarını! Olduğun yerde kal. Kim olursa olsun, o baylara, her yüzyılda yarattıkları yeni yeni ülkelerin hepsinin birbirine benzediklerini söyle ve gidip kendiniz can verin, de onlara. Sen, çıplak adam, zavallı kollarıyla zavallı başından başka bir şeyi olmayan adam, düşüncelerine de, tekniklerine de hayır de, sanatlarına da, rahat koltuklarından destekledikleri ayaklanmalara da boş ver. İlle de biri ya da bir şey uğrunda gebermeyi çekiyorsa canın, bir orospu uğrunda geber, bir dostun köpeği uğrunda, ya da tembellik yüzünden geber.
Yaşasın hiçbir inanca bağlanmayan kişi! (...)"
Panait Istrati, Uşak, Önsöz'den, S.12-13