"İlk dokunulan ve son dokunduğumuz arasında bir yerdeyiz..."
20 Temmuz 2010 Salı
Yerinde duranın yanlış yapmadığı sanılıyor. Ama durmayan bir yer var içimizde; genişliyor, genişliyor...
hüseyin murat çinkılıç
18 Temmuz 2010 Pazar
her boşluk bir ameliyat sonrasıdır / narkozdan uyanırsan; içine düşersin..
hüseyin murat çinkılıç
15 Temmuz 2010 Perşembe
dedim ki kendime: boşluğun hangi rüzgâra yer
sözün (yâr)ene değer
sevmek dönmediyse eğer
sal içindeki kuşları, kalbini deşmesinler...
hüseyin murat çinkılıç
9 Temmuz 2010 Cuma
dedim ki suya: dönme yataklarına / yüzün içine dökülür / sen taşsan da sözünden / sel dağların gözüdür / (...) / dedim ki ateşe: misal-i aşk ya sendeki köz / sen soğursun külüne / ben dinlemem söz...
hüseyin murat çinkılıç
26 Haziran 2010 Cumartesi
ey (ömrüm) sen: kağıttan gemi ! su alıyorsun ama seviyorsun denizini. hepsi bu.
hüseyin murat çinkılıç
11 Mayıs 2010 Salı
Görüyor musun şunları? Hani yüzeye yakın, elini uzatsan tutulacak gibi olanlar.. Sanki su gövdelerinin içindeymiş gibi yüzüyorlar. Bir sağa, bir sola... Şaşkın, sivri ve süratliler. Bir de daire çizmeleri yok mu?! Kaosun içinde tapınır gibi... Umar ve umarsızlıkları arasında da su sızıntısı olmalı. Küçük bir iç karışıklık yaratsan, ne yapacaklarına karar veremeyecek durumdalar.
hüseyin murat çinkılıç
9 Mayıs 2010 Pazar
bakarsın su yeşil, kitaplarda babil, paralel evrende herkes devrimci
aslolan sorumun kalmaması bay diyojen / bütün sokaklar gölgeli.. .
hüseyin murat çinkılıç
6 Mayıs 2010 Perşembe
ey (sözcükler) / ayır beni yerleşik, savruk, güneyli / kalın dudaklı ve etli / ateşli bir tozun içinde kül rengi hikâyesi.. / ey (kurşunlar) / dokun beni tenden.. / kuzey manalı gözlerin / gözlerim (gibi) / derindeler / ey aitliğim: sen / esirge ikimizi / uzak uzağa (ölümcül)dürler..
hüseyin murat çinkılıç
5 Mayıs 2010 Çarşamba
sınama aklımı ey (doğru); kalbim yanlışı kayırıyor..
Bir uçurumdan düşerken, son hamlede tutunduğun ağaçcığın dallarını kırabilirsin.. Hayat memat meselesi.. Dal sana küsebilir, farkına bile varmayabilir.. Sen hayatını tekrar yukarı çekmek için belki dalı daha da örselemek zorunda kalabilirsin.. Ama ‘keşke’ dersin sonradan, ‘dalı kırmadan tutunabilseydim’.. Keşkeler ömürde derin bıçak izleridir..
Burhan Öztürk
6 Nisan 2010 Salı
Biz dokunarak koruyacağımızı düşünürüz yine de. Değil mi ki insanın yüzü ilk öpüşle solmaya başlar. Dünyanın ilk duygusunu taşıyan tenin kokusudur kıskandığımız; bencil ırmakları beslediğimiz… İlk dokunulan ve son dokunduğumuz arasında bir yerdeyiz.