13 Ekim 2010 Çarşamba

12 Ekim 2010 Salı

berceste

hiç kimseye söylemedim;
ihtiyar taşa aşık olduğumu.
kimin dudağı değse kenarına,
kıskançlığımın zincir boyu,
ayaklarıma takıldığını.
nihayetinde bir takunyaydım,
sesimden başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
çirkin bir yaprağa aşık olduğumu.
bulutları beklerken göğün mahrem yerinde
sevgilimin tenine rüzgarların dokunduğunu.
nihayetinde bir damlaydım,
pıtırtımdan başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
eski bir kapıya aşık olduğumu.
kuş kanadında sakallı adamların gelip,
bir ekmeği bölerek pirleri gömdüğünü.
ağzımı açıp "ah mine'l aşk" desem,
aralıkları kapatıp, kalbime saklandığımı.
nihayetinde bir kilittim,
yasaklarımdan başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
bir adım ötedeki denize aşık olduğumu.
uçanların gagasından ağıtlarımın döküldüğünü.
bir yudum içmek için gönlünden
uzayan köklerime, ömrümü verdiğimi.
nihayetinde çıplak bir ağaçtım,
yalnızlığımdan başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
yarattığım çukura aşık olduğumu.
yükseldikçe derinleşen benliğime,
basamaklar ördüğümü kendimden.
nihayetinde bir boşluktum,
düşüşümden başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
duvarıma nakşedilen "vav"a aşık olduğumu
kuyruğunda sabır çekerken
alnımı nazif duygulara koyduğumu
nihayetinde bir insandım,
tanrımdan başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
ırak yalnızlıklarda kaybolurken gece gündüz.
bir şehre nasıl sokak sokak benzediğimi.
sokaklarımda târumar kalabalık,
insanların bir telaş içinde koşturduğunu.
nihayetinde bir şehirdim,
insan'larımdan başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
derin bir arzu'yla bağlandığımı hayata.
aşk'ın kuyusunda kaybolurken,
nasıl da hayat bulduğumu ölüp-dirilirken...
nihayetinde bir şairdim;
kelimelerimden başka neyim ola...

hiç kimseye söylemedim;
nasıl da ağladığımı geceler boyu.
arzu hâl'in nasıl da bu kadar vurduğunu.
bir kaç resim birkaç sözdü oysa,
âh keşke hepsi sadece bu olsa;
cân'ımdan başka neyim ola...

adının yanına adımı yazıyorum;
bitmemiş bir şarkı gibi öylesine sonsuz.
kaç mevsim beklenirken sen,
beşinci mevsimi yaşamaktadır gönül.
kalbimi, kalbinin yanına koyuyorum.
senden başka neyim ola...

Mustafa Nazif


30 Eylül 2010 Perşembe

‎Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir yerde uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.

Tezer Özlü

13 Eylül 2010 Pazartesi

neler verdik eskiye; gam alıyoruz şimdi / sıkı bir alışveriş yağmur bitimi...  

hüseyin murat çinkılıç

çakıltaşı deniz feneri konuşmaları

görüyorsun ki gizlemiyor beni bu kum / bana bir deniz ört; gelmiyor uykum

ulaşmayacaksa yüzüme / bir ışık süz dalganın sivrisine / gözüme değsin

(...)

hüseyin murat çinkılıç

5 Eylül 2010 Pazar

Avlu

Sevgilim, güzel yazım, ince randevu
verirsen bana: Adam evdir, kadın avlu
yaz! Ben sana açılayım, sense sokağa
yaz, beni de bir ince vakte ayarla
bir adam adası varsa oraya bırak,
ister ıssız bırak, uğurla, dilersen uğra,
su gibi yaz: Kadın deniz, adam ada,
hem bütün kadınla ıssız hem
adam kadının ortasında tenha, bir kuğu
bile bir kez olsun kendi etrafında
kirlenmeden dönemiyorsa bu dünyada
neyi yazacaksın sevgilim, yaz ! Ucu
kırılmaya doğru açılmaktaysa kalemin,
yükselmekteyse şiirin adasındaki sular da!
İşte ıssız adalar bir bir kadınlarda boğuldu,
en iyisi denizin yuttuğu bir adam oldu...
Dünya avlumuz olsaydı da evler gibi
yüzyüze bakabilseydik orada, yaz ve açıl
sevgilim, güneş bir avlu daha kazansın senden,
denize de benden bir adam daha...

Güzel avlumsun benden sokağa açılsan da !

Haydar Ergülen

....yedi yerde gök kendini sorar / çiçekler ağaçlar cevaplar / yok mavinin izahı / insanla buluştuğu zamanlar / yedi gök bir yer arar / âdemler kadınlar çocuklar..

Ömer Saylık DAVUTOĞLU

20 Ağustos 2010 Cuma

13 Ağustos 2010 Cuma

5 Ağustos 2010 Perşembe

ben sözüne ihanet eden bir sözcüyüm / sizi yanlış harflerle karşılıyorum / acı 'kıssa' dır, 'hisse' ye varıyorum..

hüseyin murat çinkılıç
(...) hoş ! gittiniz / kısa metrajlı bir baş döngüsüne altyazı geçtiniz

hüseyin murat çinkılıç

Mırıldanmalar

I

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını

II

içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven

bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terketti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
billur bir kuş gibi

III

içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu…

İbrahim Tenekeci

İzleyiciler