23 Aralık 2016 Cuma

Cezalandırıyorum, Cezalandırılıyorum

■ Okul hayatınızı düşünün… Hatırlarsınız: Sınıfınızdan biri, sınıfın genel duruşuna ters algılandıkça, sınıf yavaş yavaş o kişiye sırtını dönüp onu sessizce lanetleyebilir. Sınıf, topluca fotoğraf çektirirken dahi, o öğrenciyi aralarına davet etmemeye başlayabilir. Kişinin esprilerine, hattâ itirazlarına dahi kulak tıkanabilir… Bazen de dolaylı ya da doğrudan jestlerle, -örneğin o kişiyle öğretmeninin arasında geçebilecek bir tartışmada dahi- öğretmenden yana bir çizgide bile bile durulurken, daha sonraları sınıf, kişiye tamamen duyarsızlaşabilir… Yani birey, sınıfça, -artık bütünüyle- yok hükmünde bir noktaya hapsedilebilir: Bu ceza türündense, tarihe yön veren diyalektik doğar.

■ İlgimi çeken Latince bir deyim var: Roma İmparatorluğu’nda, bir önceki imparatordan rahatsızlık duyuluyorsa, o imparatora ait her şey, -heykelleri, büstleri, hattâ yaşadığına kanıt sayılabilecek belgeler ve yazıtlar dahi- yeni imparatorun kışkırttığı senato kararıyla yok edilebilir: Buna Damnatio Memoriae denilir; “hatıranın lanetlenmesi”. Bu ‘lanetleme ve imha süreci’nin benzerlerine, antik Efes’ten Mısır’a; Venedik’ten, Sovyetler Birliği’ne; Osmanlı İmparatorluğu’ndan, Türkiye Cumhuriyeti’ne; tarihteki her toplulukta rastlanabilir… Hristiyanlık’taki ‘anathema’dan ziyade,  Yahudi kültüründeki ‘yimakh shemo’ya benzer bu: Yahudi Soykırımı uygulamış Hitler ve yandaşları, Nazi rejimi çökünce, Swastika sembollerinden  propaganda kitaplarına, dünya çapında bir “De-Nazi-fikasyon”a uğratılmışlardır. Irak’ta Baas rejimi devrilirken,  Bağdat’taki Saddam Hüseyin heykelinin, -tüm dünya canlı yayında izlerken- yıkılmasıyla başlayan sürece de, Antik Roma’daki işleme atıfla “Saddamnatio Memoriae” denilmiştir.

Orwell1984 romanında psiko-linguistik bir tez ileri sürer: Romandaki iktidar odağı, Newspeak denilen ‘resmî dil’i yaratır; bazı kelimeler cezalandırılarak sözlükten atılır; insanların, yok sayılan kelimelerin anlamları üzerine düşünme ihtimalleri de böylece yok edilmeye çalışılır.  “Özgürlük” kelimesinin kitapta başına geldiği gibi… ‘Yasaklı kelimeler’in yanısıra, ‘unperson’lar ilân edilir: ‘Görmezden gelinen’ sakıncalılar… “Bunlar” önce lanetlenir, sonra da “Yoktu, hiç varolmadı” noktasında buharlaştırılır. Sosyal psikolog Geoff Macdonald’ sa, ABD okullarındaki silahlı saldırılar üzerine çalışmasında, saldırı gerçekleştirenlerin çoğunun,  ‘unperson’ çocuklardan çıktığını ortaya koyar: Yani suyun, buhar olunca yok olmadığını… ‘Sosyal dışlanma’ya uğratılan ideolojiler, bireyler, ırklar, azınlıklar, ‘marjinal’ veya ‘hain’ tanımı içine alınıp da haklarında “Damnatio Memoriae” ilân edilenler; bir gün mutlaka geri dönerler: Stadyumlardan adı silinen bir liderin fikirleripotansiyel terörist olduğu şüphesiyle otomatikman dışlanan bir mülteci, sınıfta yalnız bırakılan sade bir öğrenci… ‘Eski’ nin cezalandırılanı, kolaylıkla, Yeni Ortaçağ’ın ceza veren gücüne dönüşebilir: Kimi zaman karşı-devrim yaparak; bazen devlet başkanı olarak; bazen de canlı bombaya dönüşerek.

Sayı 706, Sayfa 20 (31 Mart 2016, Perşembe)


Hiç yorum yok:

İzleyiciler