Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak
geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek
dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir
türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince
şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz
balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup
akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç
durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli
evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz
tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya
emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa
dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para
para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga
kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden
kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza
yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide
gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz
Gülten Akın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder