"hayat akar, yol ve yön değiştirir derler, insan değişir yol ve yönelim
değiştirir derler. bütün bunlar bence meselenin değişmesi, ortadan kalkması veya
artık mühim sayılmamasıdır. yoksa ne hayat gibi muhkem bir şey akar, ne sana
bakıp da yol yön değiştirir. insanı ahret bile değiştiremez. zebani dilini
çekmeye gelse kişi ancak ahlakının elverdiği ile seslenir de aman diler. gençken
duyulan keder sonra hangi şifalı suyu buldu da içti? hangi su, lekeleri çıkardı?
yaşamaya alışan köşesine çekildi; feryat edene, başka türlü söyleyene, sokaktaki
köpeğe havlayan bir ev köpeği kadar olamadı. insan zaten dertli değildir, derdin
kendisidir. insan öyle büyük bir derttir ki bu büyüklükte bir şeyin kendisine
sığacağını aklına getiremez de bunu dünyanın, hayatın derdi sayar. hayat, o
durgun, kibirli suyunda kendisine bakan bu çirkin heyulaya bakıp bakıp “bu
herhalde benim,” der. bu dert de ona yeter."
Şule Gürbüz, Coşkuyla Ölmek