Yitik Bir Ömür Hikâyesi: Özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yitik Bir Ömür Hikâyesi: Özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2025 Cumartesi

Yitik Bir Ömür Hikâyesi: Özet

Ne sihirli bir sözcüktür bakakalmak
Hasrete doğru giden bir trenin ardından
Ahşap panjurlu o evin köşesindesiniz diyelim
Elektrik direğinin yanında duruyorsunuz siz de
Elinizde bir demet çiçek
Cebinizde de Park'ta kitabı Marguerite Duras'ın
Karşıda bakkal Ömer Amca
Size bakakalıyor saklandığınız utangaç kuytuda

Ne ışıltılı bir sözcüktür bakakalmak
Kalkan bir geminin ardından
Kollarınızı açmışsınız iki yana diyelim
Rüzgârda saçlarınız uçuşmuş dalga dalga
Çok uzaklarda gözleriniz
O çocuk da tutuyor sıcak ellerinizden
Titanik'tesiniz, mutluluk tavan
Güvertedeki alkışlar arasında
Nazarın eşiğindesiniz
Batmak üzere lüks kamaralar
Dans ediyor etekleriniz

Ne anlamlı bir bakıştır bakakalmak
Belirsiz bir yolculuğun ardından
Dağlar, ovalar geçeceksiniz diyelim
Yara bere içinde kalacak elleriniz
Çocuklarınız
Bir oğlan bir kız kollarınızda
Nefesiniz kesilecek çıkarken yokuşu
Yorgun, sarhoş ve huzurlu görünüyorsunuz
İmrenerek bakıyor komşular
Artık en harlı ateşte bile ısınamazsınız
Buz gibi de donmuş kalbiniz

Bakakalmak nereden baktığınıza bağlı
Bütün kuruyan çiçeklerin ardından
Kollarınız da bahardan çıkar, ürperir diyelim
Ve art arda yıkılır fildişi kuleleriniz
Kimse kalmamıştır geminin güvertesinde
Alkışlar ağıtlaşır, saçlarınız uçmaz olur dalga dalga
Anılar romanlaşır, her cebinizde bir Attila İlhan

Bakakalmak kadardır yarım yüzyıl
Bakakalmak bir kartal gibi donmuştur diyelim uzaklara
Gemiler geçer, trenler de ardından
Bacasından kara isi çöker gözlerinize
Bitmek bilmez dağlar ovalar
Geminin de batar güvertesi derin denize
Siz denizin içinde yosun tutarken
Bir çift göz buğulanır, acıtır içinizi
Ansızın yakalandığınız suyun girdabında

Ne sihirli bir sözcüktür bakakalmak
Yaralı bir rüzgârın ardından
Kokusu da siner diyelim avuçlarınıza
Dudaklarınızsa titrer ağlarken
Kafe Teras'ta beklersiniz umudu
Bir sandalye karşınızda siz konuşurken
Tutar sıcak dokunuşuyla elinizden
'Gözleri, dişleri ve ak pak gerdanıyla
Ne güzel komşunuz olur Fahriye Abla'
Saçaklarından akar hayatın pişmanlıkları
Ayaklarınıza dolanır masanın altından
Birikmiş tortusunu bulursunuz
Gözlerinizden akan yaşların
Bakakaldığınız akşamın hüznü dolar bir yandan

Dibi görmektir bakakalmak
Güneş de bırakır diyelim sizi ardından
Karanlık deliktesiniz el yordamıyla
Şaşkın, endişeli, ürkek
Anılar da çıkar kış uykusundan
Fiyakası da bozulunca iskalanmış günlerin
Acıtmak için içinizi
Kalbinizin en derinine batırır iğnelerini
Bakakalırsınız, anılar dökülür kitap sayfalarından
Geride bölük pörçük, çalakalem tutulmuş notlar
Işıkla parlatırım hayallerimi
Ölümü bir başka dizede bırakır giderim
Bu tesbih böceği yeşil dallar arasında
Bir boyalı kuş olarak doğdu

Tuncer Gönen, Üvercinka Dergisi, Mart-Nisan 2024, S.2


İzleyiciler