Jules Renard / Resim: İrfan Ertel
düşünüyor, dünya ne kadar küçük
ve yürek ne kadar geniş.
Karalar giyinmiş.
Düşünüyor iç-çekişler, çığlıklar
nasıl da yitiyor rüzgârda.
Karalar giyinmiş.
Açık kalmış balkonundan
şafak vakti,
gökle dolmuş içeri.
Ay! Ah!
Giyinmiş, ya, karalar giyinmiş !
Federico Garcia Lorca
Çeviri: Sabri Altınel

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul' a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul' u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Nâzım Hikmet RanFotoğraf: FikirileGelecek.com isimli Kültür Yaşam Sitesinden (07 Mayıs 2020 Tarihli, Hatice Merve ALKAN' a ait yazı içeriğinden)
kaç şehir temel attı aramıza, kaç harfkaç uzaklık soluyorum, kaç sokakhangi balkon düşleri geçiyor yanımızdanhangi kelimeleri sakladın yanan şehirden kalan...ben tarihleri ezberliyorum, yanıldığım çokçocuk taşıyan yüreğimi benimki sanıyordumserçe telaşını senden almışım şehirler öncesarıldıklarımı hâlâ hece hece saklıyorum böylecoğrafya mesafedir, zamandır, telli turnadırsırdır... şüphedir... karanlık balkonda dolu kül tablasıdıryalnızlığın tarifidir, acıdan aldığım pay... say babam say...ayrılık, yarısı incinmiş koca bir şehir...aklım kaçsaydı daha iyiydi, belki bilmezdim incindiğiniiçer geçerdim kendi adımlarımı, açmazdım eski defterleriuyur kalırdım harflerin arkasından bakarkensöylesene hayal kaç harfli bir şehirçok şair ezberledim, çok düş, çok uluslu hüzünlerkısa hayatta kuş uçurdular, aşktan geriye bir şeyler bıraktılarçünkü aşk çoktu, şairler deliydi, sanki bensen delirmediğin için delirdim. şimdi...başka kendimi bağışlamak ağır geliyor...Can AdalıFotoğraf: Mehmet Teoman
Çocukluk mevsimi ne çabuk geçti,
Hayaller güzeldi, düşler güzeldi...
Annelerin yüzü daha güleçti,
Baharlar güzeldi, kışlar güzeldi...
Bulutlar üstüne ne düşler kurdum,
Sapanla devleri gözünden vurdum,
Gece Kaf Dağı'na çıkıp oturdum,
Zümrüt Anka denen kuşlar güzeldi...
Bir çağı yürürdüm iki adımla,
Kişnerdi dal atım bağladığımda,
Kaybolan bilyeme ağladığımda,
Gözümden süzülen yaşlar güzeldi...
Bülent Özcan
Süzgün bir ceylan bakışın
Tedirgin ormanında hüznün
Avcılar acımasız
Avcılar kıyıcısı ömrümüzün.
Kaç kez tuz bastım yaraya
Kaç kez dağladım acıyı
İhanetin çatal dillisini gördüm
İnancın su katılmamışını.
İnce bir sızı büyür
Sesim boğulur ormanda
Rüzgâr yabanıl eser
Kalakalırım yollarda.
Kafeste kuş gibiyim
Yaralı, bungun ve tutsak
Sakıncalı bir iştir şimdi
Sevgi sözcükleriyle konuşmak.
Yaşamı paylaşıyorum seninle
İster zindanda ister sürgünde
Sevdadır emziren direncimi
Adın güneşli bir türkü dilimde.
Sorabilsem aklımdan geçenleri
Irmaklar nereye kuşlar nereye
Tut bir ucundan acının
Ekle yüreğini yüreğime.
Attila Aşut
Mamak, Aralık 1983
Eloğlu binlik bozdurur
Ben bozduramam
Eloğlu başını yastığa kor komaz uyur
Ben uyuyamam
Eloğlu sofrasında dokuz türlü
Benim aç yattığım olur bazen
Benim evim gecekondu
Eloğlunda apartıman
Eloğlunda ince müzik
Benimkisi aman aman
Benim kuru başım bana yeter
Eloğlunda karı kızan
Ben keçileri kaybettim
Eloğlunda usta çoban
Bu soyadı bana haram
Metin Eloğlu

Kaç zamandır inatla bir sevdayı sürerim,
Bilinmedik yüzünde balkıyan sis peçesi.
Yolları ezberden ben hep ona giderim,
İçimde düğüm düğüm bir bozlak cerbezesi.
Sahi o bozlağı ben ilk nerde duymuştum ?
Ben ki çağ dışı bir uyumsuzluk delisi,
Kendi ipimi belki kendim çekerim.
Gölgeme dadanmış bir tuhaf güz kedisi,
Her yere peşimden onu da sürüklerim.
Sahi o kediyi ben ilk nerde görmüştüm ?
Durmadan garlara garajlara düşerim,
Gayri bilmem ne olur size kalmış gerisi.
Adıma ara sıra törenle mum dikerim
Ölümüne gönülden bir merhaba yenisi.
Sahi o ölümü ben ilk nerde ölmüştüm ?
Metin Altıok