Ozanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ozanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2025 Pazar

Seyyah Oldum Şu Alemi Gezerim

Seyyah oldum şu alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkârımla okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

İki elim gitmez oldu yüzümden
Ah ettikçe kan yaş gelir gözümden
Kusurum gördüm kendi özümden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Bozuk şu dünyanın düzeni bozuk
Tükendi daneler kalmadı azık
Yazıktır şu geçen ömüre yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Gene kırcalandı dağların başı
Durmadan akıyor gözümün yaşı
Verdiği emeği alıyor kişi
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Kul Himmet Üstadım ummana daldım
Gelenden geçenden haberin aldım
Abdal oldum çullar giydim dolandım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Kul Himmet Üstadım (Aşık İbrahim)

Kul Himmet Üstadım (Aşık İbrahim) Sivas'ın İmranlı ve Divriği ilçelerinde yaşamış ozandır. Büyük ozan Kul Himmet'e sevgisinden dolayı Kul Himmet Üstadım mahlasını kullanmıştır. Şiirin türkü formu 625 repertuvar numarası ile TRT arşivlerinde yer almaktadır. Erzincan yöresine kayıtlı türküyü Nurettin Dadaloğlu derlemiş, Muzaffer Sarısözen notaya almıştır.

Değme Felek

Bugün benim efkârım var zarım var
Değme felek değme telime benim
Gül yüzlü cananı elden aldırdım
Ecel oku değdi gülüme benim
Değme felek değme telime benim

Lokman Hekim gelse sarmaz yarayı
Hilebaz dostunan açtık arayı
Ne köşkümü koydu ne de sarayı
Baykuşlar tünedi dalıma benim
Değme felek değme telime benim

Özlemi'yem başım dumanlı dağlar
Gözlerim yaşlıda içim kan ağlar
Güz ayları geldi bozuldu bağlar
Hazan yeli değdi gülüme benim
Değme felek değme telime benim

Aşık Özlemi

7 Mart 2025 Cuma

Elâ Gözlü Benli Dilber

Elâ gözlü benli dilber
Koma beni el yerine
Altın kemerin olayım
Dola beni bel yerine

Hecine gönlüm hecine
Yiğide ölüm gecine
Al beni zülfün ucuna
Sallanayım tel yerine

N'olur karşımda dursana
Şu garip halim sorsana
Zülfünden bir tel versene
Koklıyayım gül yerine

Karacaoğlan der n'olayım
Kolun boynuna dolayım
Nazlı yâr kölen olayım
Kabul eyle kul yerine

Karacaoğlan

6 Mart 2025 Perşembe

Seher Yeli Nazlı Yâre

Seher yeli nazlı yâre
Bildir beni bildir beni
Düşmüşüm elden ayaktan
Kaldır beni kaldır beni

Söyle güzeller şahına
Yüz süreyim dergâhına
Zehir olan kadehine
Doldur beni doldur beni

Kul Ahmet'im gönül versem
Bağında gülünü dersem
Senden gayrı yâr seversem
Öldür beni öldür beni

Kul Ahmet

Bağışla Beni

İşittim feryadını, kırıldı belim
Gelmek mümkün değil, bağışla beni
Didindim, çırpındım, kapalı yolum
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
 
Hıçkırığın yaktı beni bitirdi
Özümden ruhumu aldı götürdü
Yüzünü görseydim bana yeterdi
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
 
Orda olsaydım silerdim yaşını
Döşüme alırdım güzel başını
Gelseydim öperdim toprak taşını
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
 
Izdırabın çoktur, büyük acın var
Senden uzak kaldım, yanıyorum yar
Gelirdim kuş gibi uçsaydım eğer
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
 
İsterdim ben bu an orda olmayı
Silerdim gözünden akan damlayı
Çok arz ettim azmeyledim gelmeyi
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.

Bilirim ki orda yıkıldın kaldın
Tek teselliyi göz yaşlarından aldın
Yaktın bu sinemi ateşe saldın
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
 
Nesimi kalbinde saklıyor seni
Sensiz dünya zindan, nidem cihanı
Gelmek için de satardım ben beni
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.

Nesimi Çimen


Kükredi Çimenler Açıldı Güller

Kükredi çimenler açıldı güller
Al şala bürünür bahçeler bağlar
Ömrümden gidiyor bu geçen günler
Ah çektikçe didelerim kan ağlar

Sefil baykuş viranede seslenir
Koç yiğitler gurbet ele yaslanır
Her türlü çiçekle kırlar süslenir
Yeşil yaprak giyer dumanlı dağlar

Mart ayında sarı çiğdem açılır
Nisan gelir çayır çimen seçilir
Mayıs sonu yaylalara göçülür
Güzellere eda verir o çağlar

Yağmur yağar şimşek çakar gök gürler
Çoban kaval çalar seslenir kırlar
Güneş vurur buharlanır o yerler
Derin derin derelerden su çağlar

Dağları her türlü gül eden mevsim
Ayları toplayıp yıl eden mevsim
Veysel'i bir aşka kul eden mevsim
Kırılmaz Veysel'i bağlayan bağlar

Aşık Veysel Şatıroğlu


30 Nisan 2023 Pazar

Kova Kova İndirdiler Yazıya

Kova kova indirdiler yazıya
Tut ettiler al kınalı tazıya
İş başa düşünce bakmaz kuzuya

Kaç kuzulu ceylan kaç avcı geldi
Avcılar elinde kaç kuzun kaldı

Zalım avcı düşmüş gelir izine
Al kanlar akıtmış iki dizine
Mor sinekler konmuş ela gözüne

Kaç kuzulu ceylan kaç avcı geldi
Avcılar elinde kaç kuzun kaldı

Kanlı olur avcıların tazısı
Kara imiş yavruların yazısı
Meme mi istersin ana kuzusu

Kaç kuzulu ceylan kaç avcı geldi
Avcılar elinde kaç kuzun kaldı

Süre süre indirdiler dağlardan
Mor sümbüllü bahçelerden bağlardan
Kerem der ki şu geçtiğim yollardan

Kaç kuzulu ceylan kaç avcı geldi
Avcılar elinde kaç kuzun kaldı

Kaynak Kişi: Neşet Ertaş

Türkü, Kırşehir Yöresi



2 Şubat 2023 Perşembe

Nesini Söyleyim Canım Efendim


Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim

Sefil ireçberin yüzü soğuktur
Yıl perhizi tutmuş içi koğuktur
İneği davarı iki tavuktur
Bundan gayrı yoktur malımız bizim

Reçberin sanatı bir arpa tahıl
Havasın bulmazsa bitmiyor pahıl
Tecelli olmazsa neylesin akıl
Dördü bir okkalık dolumuz bizim

Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halinden kimse bilmiyor
Devletin sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim

Evlat da babanın sözün tutmuyor
Açım diye çift sürmeye gitmiyor
Uşaklar çoğaldı ekmek yetmiyor
Başımıza belâ dölümüz bizim

Zenginin sözüne beli diyorlar
Fukara söylese deli diyorlar
Zemane şeyhine velî diyorlar
Gittikçe çoğalır delimiz bizim

Sekiz ay kışımız dört ay yazımız
Çalığından telef oldu bazımız
Kasım derken buz tutuyor özümüz
Mayısta çözülür gönlümüz bizim

Tahsildar da çıkmış köyleri gezer
Elinde kamçısı fakiri ezer
Yorganı döşeği mezatta satar
Hasırdan serilir çulumuz bizim

Zenginin yediği baklava börek
Kahvaltıya eder keteli çörek
Fukaraya sordum size ne gerek
Düğülcek çorbası balımız bizim

Serdarî halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet alınır öcümüz bizim 

Aşık Serdarî

Resim: Neşet Günal (1923-2002)





10 Mart 2021 Çarşamba

Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum


El ele vermiş de gelen güzeller,
Tanrı selamını almaz mısınız?
Mevlam sizi süs için mi yaratmış,
Siz gel demeyince gelmez misiniz?

Karadır kaşınız yaydan nic’olur,
Bugün dünya yarın ahret güç olur,
Bir gönül yapması yüz bin hac olur,
Siz gönül yapmasın bilmez misiniz?

Gurbete gidenler azığın alır,
Kimisi gider de kimisi kalır,
Kimi sevap için Kâbe'ye varır,
Kabe kapınızda (gönlünüzde) bilmez misiniz?

Sümmani'yem ben derdi niderim,
Başım alır diyar diyar giderim.
Yarın mahşer günü dava ederim,
Siz mahşer yerine gelmez misiniz?

Aşık Sümmani

24 Şubat 2021 Çarşamba

Derdimi Sorarsan


Derdimi sorarsan gönül yarası 
Bir de sen yarama baksana tabip 
Anladım ki dünya yalan dünyası 
Bir de sen yarama baksana tabip 

Katarlandı dost kervanı yürüdü 
Şu garip gönlümü duman bürüdü 
Zalimin elinden ömrüm çürüdü 
Bir de sen yarama baksana tabip 

Akarsu'yum kaldım ıssız sahrada 
Sıra sıra dağlar kaldım arada  
Birkaç günlük ömrüm kaldı şurada 
Bir de sen yarama baksana tabip

Muhlis Akarsu
Fotoğraf: Nehir Güler




18 Şubat 2021 Perşembe

Şifa İstemem Balından

Şifa istemem balından
Bırak beni bu halımdan
Razıyım açan gülünden
Yeter dikenin batmasın

Gece gündüz o hizmetin
Şefaatin kerametin
Senin olsun hoş sohbetin
Yeter huzurum gitmesin

Taşa değmesin ayağın
Lale sümbül açsın bağın
İstemem metheylediğin
Yeter arkamdan atmasın

Kolay mı gerçeğe ermek
Dost bağında güller dermek
Orda kalsın değer vermek
Yeter ucuza satmasın

Sonu yoktur bu virdimin
Dermanı yoktur derdimin
Gerekmez ilaç yardımın
Yeter yakamdan tutmasın

Nesimi'yim vay başıma
Kanlar karıştı yaşıma
Yağın gerekmez aşıma
Yeter zehirin katmasın

Nesimi Çimen



14 Aralık 2013 Cumartesi

Derdimi Dökersem Derin Dereye


Derdimi dökersem derin dereye
Doldurur dereyi düz olur gider
Rakipler geldi de girdi araya
Korkarım yâr benden yoz olur gider

Ilgıt ılgıt yeller eser seherde
Dost beni düşürdü onulmaz derde
Yâr ile buluşsak bir tenha yerde
Duyarlar rakipler söz olur gider

Pervane ateşten sakınmaz canı
Uğruna koymuşum başı bedeni
Doldur tüfengini hedef et beni
Yaram doksan dokuz yüz olur gider

Veysel der çıkayım bir yüce dağa
Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa
Zaman gelir tenim düşer toprağa
Karışır toprağa toz olur gider


Aşık Veysel Şatıroğlu

11 Kasım 2013 Pazartesi

Ala gözlüm ben bu ilden gidersem


Ala gözlüm ben bu ilden gidersem
Zülfü perişanım kal melil melil
Kerem et aklından çıkarma beni
Ağla gözyaşını sil melil melil

Yeğin ey sevdiğim sen seni düzet
Karayi bağla da beyazı çöz at
Doldur ver badeyi bir daha uzat
Ayrılık şerbetin ver melil melil

Elvan çiçeklerden sokma başına
Kudret kalemini çekme kaşına
Beni unutursan doyma yaşına
Gez benim aşkımla yar melil melil

Karac'oğlan der ki olup ölünce
Bende güzel sevdim kendi halimce
Varıp gurbet ele vasıl olunca
Dostlardan haberim al melil melil


Karacaoğlan

6 Ocak 2011 Perşembe

Bahar Gelsin Şu Dağlara Gideyim

Bahar gelsin şu dağlara gideyim
Belki derdimize çare bir çiçek
Toplayıp devşirip harman edeyim
Açılan yaramı sara bir çiçek

Çünkü o da bir çiçeğin delisi
Kelebektir böceklerin alisi
Yeşil yamaç tabiatın halısı
Nakış dökmüş ara ara bir çiçek

Kara taşta ala geyik sesi var
O geyiğin ıssız taşta nesi var
Kavalın bir acı inlemesi var
Çobanı düşürmüş zara bir çiçek

Ben de bir aşığım Reyhani adım
Sorun çiçeklere az mı yalvardım
Benim tabiattan bir tek muradım
Götüreyim nazlı yara bir çiçek

Aşık Reyhani

26 Aralık 2010 Pazar

Balta

Odun kırıcıydı, adı İlyas' tı
Yanaştım yanına, yüzünü astı
"İşin nasıl" dedim bir küfür bastı
Arkasından baltasını biledi...

"Bana bak arkadaş" dedim, dedi "ne?"
Dedim "sen bir vatandaşsın" dedi "he!"
Dedim "kanunun var", dedi "çekil be!"
Arkasından baltasını biledi...

Dedim "ilin nere senin", dedi "Van..."
Dedim "çoluk-çocuk", dedi "sekiz can!"
Dedim "düzelecek..." dedi "ne zaman?"
Arkasından baltasını biledi...

Dedim "gidiş...", dedi "onlara göre"
Dedim "kötü mü ki ?", dedi "bin kere!"
Dedim "hak, adalet...", "tu" dedi yere
Arkasından baltasını biledi...

Açıldı gözleri atıldı öne
Dedim dur bakalım, dedi ne güne
Dedim, şu feleğin ocağı söne
Arkasından baltasını biledi...


Aşık İhsani
Yorum: Düşbaz































İzleyiciler