"Ordusuyla kahramanlığı, Kore'de ABD tarafından test edilen Türkiye, amaçları arasında 'dünya barışını korumak, istikrarı sağlamak' olan ancak kuruluşundan beri dünya barışının ve istikrarının bozulmasında en büyük payı olan NATO'ya Şubat 1952'de katılır. Bu üyelik, Türkiye'nin kanı ve canıyla oluşturduğu "tam bağımsızlık" kimliğinden kopuşunun resmen onayıdır. Çünkü askerî alanla sınırlı gibi gösterilen bu kandırmacayla ülkemiz, emperyalizmin ekonomik kuruluşları IMF ve Dünya Bankası eliyle sürekli borçlandırılan, tarımı, hayvancılığı, sanayisi öldürülen, yetmiş yıl sonra borcun faizini ödemekte bile güçlük çeken ve 'gelişmekte olan ülkeler' listesinde yerini alır.
Bundan sonra Türkiye'ye bütün olarak hangi biçimin verileceğine ilişkin gizli-açık çok sayıda ABD planı yürürlükte olacaktır. İkili anlaşmalarda, raporlarda, gerek ABD gerekse Türk hükümet yetkililerinin demeçlerinde vb. Türkiye'ye biçilen giysinin niteliğini, rengini görmek olasıdır. Bunlar arasında, 1948'de yürürlüğe giren ABD'nin Marshall Planı kapsamında hazırlanan Max Thornburg Raporu'nda yer alan öneriler, daha doğrusu dayatmalar, Türkiye'ye verilecek biçimin ne olacağı, bu çerçevede oluşturulan politikaların günümüze dek gerçekleşip gerçekleşmediği yeterince açıktır. Thornburg'un 1949-1950 yıllarında Türkiye'de yaptığı incelemelere dayanan raporu, 'Türkiye Nasıl Yükselir?' ve 'Türkiye'nin Ekonomik Durumunun Tenkidi' adlı iki bölümden oluşan çalışmayı içermektedir. (341)
Raporda Thornburg'un Türkiye için önerileri özetle şöyledir:
'Türkiye'nin ağır sanayi kurması gerekli değildir. Karabük Demir-Çelik Fabrikası tasfiye edilmelidir. Türkiye uçak, makine, motor projelerini iptal etmeli, bu tür yatırımlara girmemelidir. Sanayi bırakılmalı, tarımla kalkınmaya yönelinmelidir. Demiryolları yerine karayolları yapılmalıdır. Tüm bunlar için gerekli sermaye ABD tarafından verilecektir.' (342)
Türkiye'nin lokomotif fabrikası kurmak için ABD'den istediği kredi konusunda, "Türkler böyle düşündüğü sürece dolarlarımızın ABD'de kalması daha doğru olacaktır," diyen Thornburg, Türkiye'nin makine, uçak ve dizel motoru yapımına kesin bir dille karşı çıkar. Thornburg, Türkiye'yi bu tür düşüncelerden vazgeçirmek için şu sözle adeta tehdit eder: 'Amerikalılar böyle düşünenleri iyi çalışma arkadaşı saymazlar!' (343)
Ekonomisi ve ordusu bu tür planlarla dönüştürülen ülkemizde eğitimin bunlardan bağımsız yürümesinin olanaksız olacağı açıktır. Dolayısıyla bu konuda da ipler artık ABD'nin başını çektiği Batı'nın elindedir.
Eğitimimizin çağdaşlaşma yüzyılları içinde hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde Fransa, İngiltere, Almanya gibi Avrupa ülkelerinin sistemlerinden etkilendiği, dönemsel koşullara göre bu ülkelerin sistemlerinden aktarılan gerekli gereksiz tasarımlarla eğitimimizin yıllardır yapboz oyununa döndüğü de bizim acı gerçeklerimizdendir. Bütün dönemler içinde en çok etkilenilen hatta etkiden öte, Batı'dan zaman zaman neredeyse birebir kopya edilen süresi dolmuş eğitim yöntem ve tekniklerinin yalnız eğitimimize değil, bu yolla toplumsal yapımızın bütününe verdiği hasar da ortadadır."
Nazım Mutlu, Eğitimimizin Karşıdevrimle Sınavı, S.231, 232, 233
341,342,343 Nolu atıflar, kitabın ilgili sayfa dipnotlarında açıklamalarıyla yer almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder