Peynir Kuşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Peynir Kuşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2024 Cumartesi

Peynir Kuşu / 192. Ada

Korkuyordu. "Korku 'hiç'i açığa çıkarır, sorun o 'hiç'le yüzleşip yüzleşemeyeceğimizdir." [Heidegger] Belki olmayan bir kadını açığa çıkaracaksa tanrı ödünü patlatsın razıydı. Nietzsche diyor ki: 'Hiçten hiç çıkar, o zaman hiçim.' O halde kendi "ne"liğini kendi başına bulmalıydı. Hiçse bile hiçliğiyle yüzleşmeye hazırdı. Kadının da kendisi gibi düşündüğünü kurguladı. 

Kendi varlığını kendinden alan Tanrı [Spinoza] açıklasın. Hem kadın hem tanrının varlığına dair kuşkusu korkusunun ana kaynağıydı. Tanrı için ya varsa, peynirkuşu için ya yoksa korkusu uykularını dağıtıyordu. Korku ve kuşkuyu karıştırıp kuşkorkusu biçiminde absürt bir kelime türetip gülümsedi.

- Sen bana ne yaptın?

Can Adalı, Peynir Kuşu, S.234

Portre: Tuncer Gönen


7 Eylül 2024 Cumartesi

Peynir Kuşu / 189. Ada

 - Bir kadının yüreğini asla yerle bir etmeyeceksin.

- Yüreklere basmayınız. [Veysel Çolak / Buna Aşk Demeli]

- İçimde yine kedi yavruları boğuyorlar, engel olamıyorum. Her yerimden bağlanmışım bu hayata, çekip çözemiyorum, bir türlü göremediğim o lanet ipleri. İçime işleyip kesiyor. Hem de derin ve ipince. Oyuyor yüz binlerce yılı ve yolu kaburgalarımın arasına. Sıkı tutunamıyorum aşka, ters yüz oluyor her seferinde. [Ezgi Dilan Durmuşoğlu]

- Hepimizin bağcıkları var, hatta boğazımıza sarılan halatlar... Sana sarılan, aşkın hüzün delisi yüreği... Yüz bin kere yaşasan her sefer bulup seveceğim yüzünü ve yüreğini.

- Med-cezir halinde olmaktan nefret ediyordu. En güzel anların katili oluyordu her defasında. Aşk ve ölümün cevapları tabii ki ürkek olacaktı. Kısa zamanda adamla dolup taşmış buna rağmen kendini aşamamıştı.

- Kendini ipsiz çıkrık gibi hissetmeye sanki özel çaba gösteriyordu.

Can Adalı, Peynir Kuşu, S.230, Ada Kültür Sanat Kitaplığı

Fotoğraf: Ara Güler


25 Temmuz 2024 Perşembe

Peynir Kuşu / 96. Ada

Sen dağınık masayı düşünürsün; yatağı toplamayı, akşam yemeğini, kedilerin suyunu, pandemiyi...
Ben yalan söylerim, söylediğimi bilmem. Özdemir Asaf değilim, o söyler sen istersen. Sen bilmezsin yalan söylemeyi... Bilmez misin? Deli değilse herkes söyler. Herkes bu yüzden sevgili... Seni sevdim, deli kendimi sevdim, bunu daha önce de söyledim. Olsun... Yine söylerim. Ben kişiye veda etmeyi bilmem ki söylediklerime veda edeyim.
- 'İkimizin bir olması? Bir mührü bir mühürle mühürlemek gibidir' [Hilmi Yavuz]
- Yaşasın, sen de delisin!
- Keşke hayal ettiğim kadar deli olsam, bir de, dişlerinin arasında simit susamı...
Aynı şeyleri yazıp duruyordu, bin kaç yıl sonra sürdem yine yazacağını söyleyerek. Bin kaç yıl sonra sürdem seveceğini biliyordu. Bin kaç yıl sonra, bin kaç dilde sevdiğini söylemeye devam edecekti.

Can Adalı, Peynir Kuşu, S.110, Ada Kültür Sanat Kitaplığı
Resim: Nicoletta Tomas Caravia, Aidiyet

20 Aralık 2022 Salı

Peynir Kuşu / 169.Ada

 Şehir içimde, gökyüzü denizin altında.

- Işıltılı göğsüne soluk soluğa çıktığım köprüler gökyüzünün iradesi değil mi ?
- Eş'arîyye'ye göre insan, fiillerinde tercih sahibi olduğu halde ihtiyarında mecburdur.
- Ne demek bu?
- İnsan eylemlerinde tamamen ilahi iradeye bağlı demek… Fahreddin er-Râzî’ye göre Tanrının ilmi dahilinde olan şeylerin gerçekleşmesi zorunlu. Tanrının ilmi dışında bir şeyin meydana gelmesi ise mümkün değil. ‘Tanrının ilmi dışında’ ifadesi bile yeterli kanıt olmaz mı? Çünkü Tanrı dilemedikçe biz dileyemeyiz.
- Zamanın ötesini gördüğümü söyleyemem ama tanrı kâğıt bir kayık gibi karışıp ırmağın suyuna gökyüzünü suratıma kapayıp gitti.
- “Elohi, elohi, lema şevaktani. - "eli eli lama sabachthani" [İsa’nın çarmıhta ölmeden önceki son sözleri – Baba, baba, beni neden terkettin?] İsa o saniye inanmaktan sıyrılmış olmalı. İsa ölürken tüm insanlığın günahlarını üzerine aldığı da söylenir. Sence tanrı iki kez ihanet etmiş olabilir mi baba oğul kutsal ruh üçlemine?
- Beni öldür ve kurtar bu hayattan!
- Bir ucu silgili kalem değil hayatımız, daha çok kâğıt gibiyiz. Yazının icadı bıçağın keskin yüzünü öğretti insanlığa. Bazı çığlıklar hiç geri dönmese bile bir kerelik değildir.
- Gönülsüz kılavuz yolu kapalı ister. Ben de öğrenmek istemiyorum.
- Kut belgisü bilig… [Kudretin / devletin / talihin belgesi bilgidir. Yusuf Has Hacip / Kutadgu Bilig]
Kuşlar ve çakıl gözlü adam bu dünyadan değil gibiydiler. Buğdayı acıyla değişen şair, kuşları değirmende öğütür gibi söylüyordu düşüncelerini.
Askıda resim gibi çerçevesinde soluyordu… Alt alta yazılmış mevsimlerin iki bahar arasında kalmış haliydi. İki zeytin bir tebessüm ve çayın buğusuyla seslendi:
- Baharda aynı sofradayız demiştin, şimdi bahar ve korkunç uzun…

Can Adalı, Peynir Kuşu, S.198-199

İzleyiciler