sırtına dünyayı giyinmiş
mantosu som acı'dan
çarpar durur ha babam duvar
gözleri ama nasıl tam şimdi
kalkıp gidecekmiş gibi kuşlar
kadın kanat sesini içine yerleştirdi
hoh'lasa ısınacak
kalbinin kristali
iması yok imlası bozuk
surnameler kadim hikâyeler
evvel eski sözler iç ceplerinde
...iki kopuk düğme
...değdikçe avuç içlerine
ben değilim ben değilim evvel gittim evinizden
geceydi içimdeydim görünmedim kimselere
nakkaşlar girdi çıktı
hattatlar ve cümle kitaplar
açılmadım kimselere and olsun
bir adam kilidimi taktı
bir çocuk anahtarımı aldı
biri kız'dı kalmaklar gibi baktı
and olsun yangını ben değil bulutlar çıkardı
unutmalar gibi açık pencerelerden
girmiş bulutlar
tam ortasına kurulu sofraların
bir gökyüzü bıraktı
sonra yağmur sonra kuşlar
kelimeler gibi ağaçlar
yangından ilk önce kim
kurtarılacaktı?
kadın mantosunu çıkardı
som acı'dan altın anahtar gibi kaldı
Çiğdem Sezer

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder