Bakır paralar gibi hırpalandı
günlerin altın yolculuğu
Sarsak istasyonlarda dağıldı
gürbüz sevdalardaki buğu
Erken bir rüzgârdı annem
çoktan yitirmiş büyüsünü
Ara sokaklarda kalırdı soluğu
sabahın saçlarını okşarken
Annemdi zoryaşamaktı adı
Kurt indiren gecelerde
gergin ve sıcak dururdu kanadı
Tırnakları uzardı kendiliğinden
Sessiz bir güz ağıtıydı belki
dargın patikasının göçe vurduğu
Yakardı kül yoksulu ateşini
kış yabanıl postunu sermeden
Akıp gitti ne varsa köpürtülen
toprak damarlı sabrıyla tutunduğu
Aynası kırık bir sandıktı gençliği
kıskanç kumaşlarını gizleyen
Katlayıp vuslatsız hasretini
sessizce sulardı yalnızlığını
Hayatın arka yüzüydü oturduğu
Kapısı örtük bir değirmen
Annemdi kent şaşkını kadın
günde üç vardiya hıçkırık
Titrek dualarla saran yarasını
vazgeçmeyen isli kandilinden
Bakır paralar gibi hırpalandı
günlerin altın yolculuğu
Nasıl yaşlandın böyle annem
kimselere görünmeden?
Ahmet Günbaş, Aşk Boyu Sürgün, 2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder