uyuma geliyorum dağın öte yanından
üstü başı yağmur olan bir yurttan
nefti akşam kokan kollarında gurbetin
kurtulup geliyorum ayazıyla sabahın
kapama gözlerini sırılsıklam gece
yıldızların küskünlüğü kahrediyor göğü
hangi renkten tutsa elinde siyah kalıyor
içlenmiş ay ah çekiyor uzaklığından
gözlerin ne renkti unuttum, açık tut
pencereni düşlerim girecek içeri
gotik minarelerden havalanan kuşlar
çanların vuruşuyla düşecekler gecene
uyuma benim halim hal değil
geçmişe gebeyim şimdikiyle küs
geleceği özlem teslim almış dili lal
susmuş ağzından öpüyorum zamanın
kirpiklerini ucundan as karanlığa
ayıramayacak yollar seni benden
bekle geleceğim yakarak gemileri
ve dökerek denize içimdeki külleri...
Nurbanu Kablan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder