11 Nisan 2025 Cuma

Anam Çaput Bağlar Gül Dalına

bir ardıç bir sedir bir sıra
                              Karaağa'da
ve üstü nehirler örtülü okul duvarları
yıkık dökük hatıralarıyla karşımda
el yazılarının izi kalmış
    alfabe sökemeyen çocukların kara tahtada
hiçbir şeyin sonu gelmemişti oysa daha
derin derin dağları soluyan babamın
sureti düşüyor sulara
ne de çok benziyor bana oysa

Karaağa'da bir ardıç bir sedir bir sıra
Üstü nehirler örtülü okul duvarları
yıkık dökük hatıralarıyla karşımda
Ötelerde helva karıyor bir ana
Yoksul ocağının başında
Evladının yüzündeki ölü kuşlara
Kuru dallar atıyor yanan ocağın altına
Salınıyor ince çayırlar son defa
boşlukta

Karaağa'da bir ardıç bir sedir sıra
    Kış denizlerini sağıyor yoksulluk
    bir daha bir daha
    karatahtada ölü kuşlar
    yağıyor kanlı çarşaflara
    ve düşlerini yuğuyor bir çocuk
    kara sularda
    gerdek kanıyla
    Çocukluğunu bozan muhtar imam baba
    ve ilk gecenin acısıyla
    yuğuyor düşlerini çığlık çığlığa
    Analar ağıt düzüyor yazmanın karasına

    Karaağa'da
    Bir ardıç bir sedir sıra
Sararan kuru bir yaprak gibi salınıyor
Çocukluğum ardıç dalında
-Ak mintan
Kirli yaşmak
Yırtık urba-

Karağa'da
ilk gecenin acısıyla
    Ve boynuna doladığı gerdek çarşafıyla
    Salınıyor kız çocukları yurdumda
ölü kuş sesleri çığlık çığlığa
    kara tahtada
    bir ana çaput bağlar gül dalına
    uzaklarda

    analar çaput bağlar gül dalına
                                    yurdumda

Gülden Mahmud

Resim: Martiros Saryan (1880-1972)


Hiç yorum yok:

İzleyiciler